İran’ın Yemen’deki kolu Husilerin önceki gün Suudi Arabistan’ın doğusunda Saudi Aramco şirketine ait eş-Şeybe Petrol Sahası’nı insansız hava araçlarıyla vurduklarını açıklaması bir takım soruları da beraberinde getirdi.

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Halid el-Falih, petrol sahasındaki doğalgaz santrallerinin İHA saldırısına uğradığını doğruladı.

“Daha öncekilerin uzantısı” olarak nitelendirdiği saldırının Husiler de dâhil olmak üzere, “benzeri eylemleri yapan” tüm terör gruplarına karşı koymanın önemini bir kez daha gösterdiğini söyledi.

İHA saldırısına uğrayan petrol sahası, Husilerin kontrolündeki bölgeden yüzlerce kilometre uzakta.

Suudi Arabistan ise, dünyada en çok silah ithal eden ülkeler listesinin ilk sırasında yer alıyor.

Dolayısıyla akla ilk gelen soru şu oldu:

Satın alınan onca silaha ve savunma sistemine rağmen, nasıl olur da Husilerin İHA’ları Suudi Arabistan hava sahasında hiçbir engelle karşılaşmadan bin kilometrenin üzerinde mesafe kat ederek, ülkenin en doğusundaki bir noktayı vurabiliyor?

Birleşik Arap Emirlikleri yönetimine yakın iş adamlarından Halef el-Habtur, saldırının ardından alaycı bir ifadeyle bu noktaya işaret ederek, silahlanmaya çok büyük paralar harcayan Suudi Arabistan’ın radarlarının ve hava savunma sistemlerinin bu tür saldırı karşısında aciz kalmasının şaşırtıcı olduğunu söyledi.

Husilerin yakınlarda bir hedef yerine, neden o kadar uzakta bir hedefe saldırı düzenlemeyi seçtikleri de başka bir soru.

Saldırı bir tür mesajsa, kime ne mesajı veriyor?

Husilere ait el-Mesira televizyonunda yaptığı konuşmada, eş-Şeybe Petrol Sahası’na düzenlenen saldırının “BAE’ye ciddi bir uyarı” olduğunu söyleyen Abdülmelik el-Husi’nin açıklaması, yeterince net değil.

Eş-Şeybe Petrol Sahası, Suudi Arabistan ve BAE arasında ihtilaflı bir bölge.

Hemen öte yanı, BAE toprakları.

Petrol sahası Suudi Arabistan tarafından işletilse de BAE sahada kendinin de hakkı olduğunu öne sürüyor.

Bu durum, saldırının bir şekilde BAE’yle bağlantılı olabileceği iddialarını gündeme getirdi.

Husiler, bu yıl Mayıs ayında Suudi Arabistan’ın batısındaki limanlara petrol taşıyan boyu hattı üzerindeki iki pompa istasyonuna, bomba yüklü İHA’larla saldırı düzenlediğini duyurmuştu.

The Wall Street Journal, Haziran’da yayınladığı ve adlarını açıklamadığı Amerikalı yetkililere dayandırdığı bir haberde, söz konusu saldırıların kaynağının Yemen değil Irak olduğunu iddia etti.

BAE sınırındaki petrol sahasına düzenlenen saldırı, o iddiayı hatırlattı ve saldırının gerçekten de Husilerin kontrolündeki bölgeden yapılıp yapılmadığı sorusunu gündeme getirdi.

Yemen’de artık kimin eli kimin cebinde belli değil.

BAE destekli Güney Yemen Geçiş Konseyi’ne bağlı milisler, Aden’in kontrolünü ele geçirdikten sonra Suudi Arabistan’ı tehdit etmiş ve koalisyon güçlerinin saldırısına maruz kalmaları halinde karşılık vereceklerini söylemişti.

Eş-Şeybe Petrol Sahası’na düzenlenen saldırının ardından akla gelen soruların hepsi “komplo teorisi” olsa bile, ortada hiç kimsenin inkâr edemeyeceği bir gerçek var.

Silah şirketlerine her yıl oluk oluk para akıtan Suudi Arabistan, buna rağmen topraklarını koruyamıyor.