Tunus halkı Cumhurbaşkanı el-Baci Kayid es-Sibsi’nin hayatını kaybetmesinin ardından 15 Eylül’de yeni cumhurbaşkanını seçmek için sandığa gitmeye hazırlanırken yarışa girecek adayların isimleri de netleşiyor.
Tunus Yüksek Seçim Komisyonu, cumhurbaşkanlığı seçimi için 97 adayın başvuruda bulunduğunu ve başvurulardan sadece 26’sının kabul edildiğini açıkladı.
Adaylar arasında Başbakan Yusuf eş-Şahid, Savunma Bakanı Abdulkerim ez-Zubeydi ve eski Cumhurbaşkanı el-Munsıf el-Merzuki gibi önemli isimler var.
Fakat en dikkat çeken aday, Meclis Başkan Yardımcısı Abdülfettah Moro.
Sarığıyla ve geleneksel kıyafetiyle yarışa girecek 71 yaşındaki Moro’nun en-Nahda Hareketi tarafından cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesi İslami çevrelerde tartışmaya yol açtı.
Kimileri Moro’nun aday gösterilmesini yanlış bulurken kimileri de uzun istişareler sonucu yapılan tercihi isabetli buluyor.
Eleştiriler genelde iki noktada toplanıyor.
Birincisi Moro’nun yaşı.
Hareketin gençleri öne çıkarması gerektiği ifade edilerek, “Daha genç biri aday gösterilmeliydi” yorumu yapılıyor.
Moro’nun cumhurbaşkanlığına ve Raşid el-Ğannuşi’nin milletvekilliğine aday olmasının yaşları dolayısıyla “yanlış içtihat” olduğunu düşünenlerden biri de Filistin asıllı akademisyen ve politikacı Azzam et-Temimi.
Et-Temimi, en-Nahda Hareketi’nin söz konusu makamlara “gelecek vaat eden genç isimleri” aday göstermesi gerektiğini söylüyor.
Eleştirilerin ikinci sebebi ise en-Nahda Hareketi’nin iki numaralı isminin İslami kimliği.
Moro’nun adaylığını bu yönden eleştirenler, hareketin kendi adayını çıkarmak yerine üzerinde uzlaşılacak başka bir ismin adaylığını desteklemesinin daha doğru olacağını öne sürüyor.
Bu görüşün altında Mısır örneğinin Tunus’ta tekrarlanması ve devrimin kazanımlarının kaybedilmesi korkusu yatıyor.
Moro’nun adaylığını yanlış bulanlar, ülkede henüz istikrarın sağlanmadığını belirterek cumhurbaşkanı seçilse bile en-Nahda Hareketi adayının görev yapmasına izin verilmeyeceğine, hareket karşıtı partiler ile sendikalar, medya ve sivil toplum kuruluşlarının birleşerek sokakları karıştıracağına dikkat çekiyorlar.
Böyle bir durumda Batı’nın ve Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi ülkelerin de en-Nahda Hareketi karşıtı bloğa destek vereceğini söylemek kehanet olmaz.
Moritanyalı yazar ve akademisyen Muhammed Muhtar eş-Şankıti ise Tunus’ta cumhurbaşkanlığının yetkileri sınırlı bir protokol makamı olduğunu ifade ederek Moro’nun aday gösterilmesinin yanlış olduğu görüşüne karşı çıkıyor.
Eş-Şankıti, en-Nahda Hareketi’nin tercihinden korkanların Batılı güçlerin baskılarına teslim oldukları için “çıtayı düşük tuttuklarını” belirterek, “Anlaşılan o ki, özgürlük mücadelesiyle kölelik koşullarını iyileştirme mücadelesi arasındaki farkı kavrayamamışlar” diyor.
Sanırım Tunus’ta sorulması gereken asıl soru şu:
“En-Nahda Hareketi’nin içeriden ve dışarıdan gelecek baskılara aynı anda karşı koyabilecek ve direnecek gücü var mı?”
Bu soruya “Evet” cevabı vermek ne yazık ki zor.