Okumak mı istiyorsun, işte farklı alanlarda binlerce kitap. Üstelik güncel yayınları bulmak da mümkün.

Okumak için yer sorunun mu var, işte 7/24 açık, sessiz ve sakin bir ortam.

Üstelik ikramları da cabası. İki öğün sıcak çorba ikramı, belli saatlerde çay, kahve ikramı ile Merkezefendi Millet Kıraathanesi.

Herşey ücretsiz. Ücretsiz üyelik kartı çıkartıyorsunuz o kadar.

Her ne zaman gelsem İstanbul’a, mutlaka uğramaya çalışıyorum oraya.

İnsanın içerden çıkası, kitaplardan ve düşünmekten uzaklaşası gelmiyor.

“Oku” medeniyetinin çocukları için ne güzel bir hizmet. Okumayı, düşünmeyi, üretmeyi teşvik etmek için ne güzel bir çalışma.

Bize yakışan bir çalışma.

121 kişilik kapasitesi var millet kıraathanesinin. Talep yoğun. Öyle ki içeri girebilmek için fiş alıp salonda bekliyorsunuz çoğu zaman.

Onbinden fazla üyesi olduğunu hesaba kattığımızda, 121 kişilik kapasitenin yetersizliği daha da belirginleşiyor.

Zeytinburnu Belediyesi 194 kişi kapasiteli ikinci bir kıraathaneyi de hizmete sunmuş; Seyyidnizam Millet Kıraathanesi. Bir üçüncüsünün de yolda olduğunu kıraathanedeki görevlilerden öğrendim.

Zeytinburnu Belediyesi’ni yürekten alkışlıyorum.

Geç bile kalmış bir hizmeti arka arkaya gerçekleştirdiği için.

Bu tür çalışmalar bizleri umutlandırıyor.

Ayrıca diğer il ve ilçelere model olması açısından güzel bir örnek.

Belediyelerimiz yarışacaksa şayet bu tür hizmetlerle yarışmalı.

Kıraathanenin camiye yakın olmasını da sembolik olarak çok anlamlı buluyorum.

Türkiye’de yerel yönetimler genelde kaldırım, yol, düzenlemeleri gibi çalışmaların ötesinde kültür, sanat, eğitim alanlarındaki hizmetleri ile maalesef öne çıkmıyor.

Batıdaki kaldırımlar ile Türkiye’deki kaldırımları kıyasladığımda dahi ciddi fark ortaya çıkıyor.

Yürümekte zorlandığımız daracık ve bozuk kaldırımlar, tehlike ihtiva eden çukurlu ve kapağı olmayan rögarlı yollar bize, milletimize yakışan haller değil.

Batı bunu aşmış. Düzenli şehir yapılanması, intizamlı yollar, öyle ki bisikletler için dahi yaya yolunun üzerindeki alanlar işaretlenmiş bir vaziyette.

Bizim asıl sorunumuz, kaliteli, şahsiyetli insan yetiştirme, işini güzel yapan kişilerin yetişmesine katkı sağlama sorunu.

Bu milletini inancında da, kültüründe debu sorunları aşacak, esin kaynağı olacak dayanak çok var.

Yeter ki silkinip kendimize gelelim.

Bu manada Zeytinburnu Belediye’sinin hizmete sunduğu kıraathanelerin çoğalması, okumanın ve düşünmenin teşvik edildiği hizmetlerin artması önemli.

Belediyelerimizin bu tür hizmetleri gerçekleştirebilecek kaynak sorunu yaşayabileceğini sanmıyorum.

O halde bu tür güzel hizmetleri hayata geçirmek için neden beklenir ki?

Maksat hizmetse, geleceğe umutla bakmamızı sağlayacak bundan daha güzel bir hizmet olabilir mi?

Yerel seçimler öncesi vaadler havada uçuşuyor. Seçimlerden sonra ise herkes bildiğini okumaya devam ediyor.

Yalnızca halka hizmetin öneminin ve değerinin farkında olan adaylar müstesna.

Yaşadığım coğrafyada (Avrupa, Almanya) böyle bir hizmetin olmadığını biliyorum. Dünyanın diğer ülkelerinde de bildiğim kadarıya böyle bir hizmet yok.

Böyle bir hizmete öncülük eden, projeyi düşünüp hayata geçiren, projenin önünü açan herkesten Allah razı olsun.