Toplum olarak beğenmiyoruz, burun kıvırıyoruz, dalga geçiyoruz, görmezden geliyoruz, dikkate almıyoruz, ne olduklarını biliyoruz…

AMA, ACABA!

Gençler ne düşünüyor? Tehlikenin farkındalar mı? Bu soru önemli çünkü bu grubun videolarına sosyal medyada oldukça sık rastlıyoruz. Bu görüntülerin uzun vadede zihinlerde hangi değerlere zarar verdiğini, verebileceğini tartacak bir terazimiz yok elimizde.

O nedenle dikkatli olmalı ve tedbir almalıyız!

Toplumda bu grubun televizyon kanalının yayınlarına tepki var.

Haklarında sayısız şikâyet gidiyor Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na.

Bir grup; televizyon kuruyor, kendine cemaat adını koyup İslami bir iddiayla ortaya çıkıyorsa ve yayınları dini hassasiyetleri hiçe sayan, dini anlayışa aykırı içerik barındırıyorsa Diyanet’ten elbette bir tavır beklenirdi.

Toplumda oluşan bu tepkiye, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yorumu eklendi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, A9 kanalında yaptığı programla tartışılan Adnan Oktar hakkında, “İnşallahlar, maşallahlar havada uçuşuyor, dini bir takım referanslar ve orada dansöz oynatıyorsun böyle bir şey olabilir mi? Tamamen akli dengesi herhalde bozulmuş” dedi.

Diyanet, muhatap almadı ama bir irade ortaya koydu. Bir şeyi işaret etti.

Diyanet, dini referanslarla faaliyet yürüten ama dinin ana ilkelerine aykırı tutum sergileyen, toplumu yanlış yöne sevk eden bir grubu görmezden gelmedi ve bu tutum toplumda olumlu yansıma buldu.

FETÖ tecrübesi sonrası çıkardığımız derslerden biri de ne idi? Çoğu televizyon programına ve gazete yazısına konu olan husus; Diyanet, toplumun değerlerine, İslami temel ilkelere aykırı düşen, bu yönde faaliyet gösteren gruplara karşı halkı uyarmalıdır. Bu Diyanet’in görevidir.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a gösterdiği bu hassasiyet için bir vatandaş olarak teşekkür ediyorum. İşaret ettiği husus toplumda yansıma bulacaktır.

İSLAMİ DEĞERLERİ ÇARPITAN GRUPLAR NEDEN NEŞV-Ü NEMA BULUYOR?

FETÖ ve farklı çarpık zihniyetteki “dini” görünümlü gruplar ‘Ilımlı İslam’ projesi altında “dışarıdan” projelendirilen, finanse edilen, desteklenen yapılardır.

Bunlar tezgâhlanmış, Anadolu insanının mayasını bozmaya dönük faaliyetlerdir.

Hegemonik güçler, Batı ve avaneleri şunu çok iyi biliyorlar: İmanımızı bizden aldıkları vakit, kazanacaklar.

O yüzden dini bozma faaliyetlerine hep yatırım yaptılar.

Kürt’ü Türk’e kardeş yapan,

Çanakkale’de küffara karşı aynı safta savaştıran,

Seyit Onbaşı’ya bir topun mermisini taşıyacak gücü veren,

Dün olduğu gibi bugün de Türkiye’yi mazlumlara önder kılan,

Özgüvenimizin yegâne kaynağı,

İMANIMIZDIR.

Biliyoruz. Daha çok uğraşacaklar bizden almak için. Ama biz VERMEYECEĞİZ!