Sudan’da Egemenlik Konseyi Başkanı General Abdülfettah el-Burhan komutasındaki ordu ile yardımcısı General Muhammed Hamdan Dagalu’ya bağlı Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmalar kısa süreli ateşkesin ardından yeniden alevlendi.

Birçok ülkenin vatandaşlarını tahliye etmeye başlaması Sudan’daki iç savaşın -ne yazık ki- uzun süre devam edeceğini gösteriyor.

Küresel ve bölgesel güçler Sudan’a yeni çatışma ve nüfuz paylaşımı alanı gözüyle bakarken uluslararası toplumun Suriye’de, Libya’da, Yemen’de ve daha birçok yerde olduğu gibi akan kanı durdurmada başarısız olacağını söylemek kehanet olmaz.

Sudan bölünmüş bile olsa hâlâ Afrika’nın ve İslam dünyasının önemli bir ülkesi, geniş tarım arazilerine sahip ve Kızıldeniz’e bakan stratejik bir konumda.

Çatışmaların devam etmesi Sudan’da çıkarları olan ya da Sudan üzerine hesapları olan ülkelerin önümüzdeki günlerde pastadan pay kapmak için yerel müttefiklerini destekleme yarışına girmelerine ve aktif bir politika izlemelerine yol açacaktır.

Sudan ordusu isyanın bastırıldığını ve temizlik operasyonunun başlatıldığını söylese de “Hımidti” lakaplı Dagalu ve destekçileri herhangi bir yenilgi itirafında bulunmuş değiller.

Ordu her ne kadar hava kuvvetleri sebebiyle şu an için HDK karşısında üstün olsa da Dagalu’nun sokak savaşlarında deneyimli milisleri sivilleri kalkan olarak kullanıp ordunun hava kuvvetlerini etkin bir şekilde kullanmasına engel olarak savaşı uzatabilir.

Bu arada kendisini destekleyen ülkeler aracılığıyla SİHA, uçak, helikopter ve hava savunma sistemlerine sahip olmaya çalışacaktır.

Sudan ordusundan çeşitli sebeplerle kopmalar olabileceği ve subayların saf değiştirebilecekleri de unutulmamalı.

Dagalu, bir yandan paramiliter ordusuna silah ve mühimmat desteği sağlamaya çalışırken diğer yandan da Sudan ordusuna karşı yürüttüğü savaşa uluslararası toplumun gözünde meşruiyet kazandırma arayışında.

Solcu azınlığın desteğiyle ülkeyi yönetmeye talip olan Dagalu, “demokrasi için” savaştığını, Abdülfettah el-Burhan’ın “radikal İslamcı” olduğunu ve orduda Ömer el-Beşir yanlısı çok sayıda subay bulunduğunu öne sürüyor.

Deve çobanı ve taciriyken bir önceki yönetim sayesinde milis gücü komutanı olup hızla yükselen Dagalu’nun bugünkü konumunu borçlu olduğu devrik lideri ve yandaşlarını şeytanlaştırarak meşruiyet elde etmeye çalışması Ömer el-Beşir’in Hımidti ve milisleriyle paralel ordu kurarak ülkenin başına sardığı belanın cezası olsa gerek.

HDK’nın politika danışmanı Yusuf İzzet, İsrail resmî medyasına konuşmuş ve İsrail halkı ile hükûmetine seslenerek şöyle demiş:

“Bizim Hartum’da maruz kaldığımız saldırı, ordunun gerçekleştirdiği ve İslamcı terör çetelerinin fırsat bildiği bir saldırıdır. Bize yapılan saldırının binlercesi, Hamas ve benzeri terör örgütleri tarafından İsrail’e yapıldı.”

İsrail şu an için taraf tutmak yerine çatışmaların Sudan’ı iyice güçten düşürmesini bekleme niyetinde.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ise Hımidti’yi destekliyor ve çatışmaların tam göbeğinde.

Dagalu’nun resmi Facebook sayfasının BAE’den yönetildiği ortaya çıktı.

Sudan’ın komşusu Çad, HDK’ya karşı açıkça ordudan yana tavır alırken çatışmaların bölgesel bir savaşa dönüşmesinden korkuluyor.