Lübnan Savunma Bakanı İlyas Bu Saab, Münih Güvenlik Konferansı’na katılan Savunma Bakanı Hulusi Akar’a Türkiye’nin Suriye’de kurmak istediği güvenli bölge konusundaki çekincelerini dile getirmiş.
Güvenli bölge için Şam’ın onayının alınması gerektiğini söyleyen Bu Saab, Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığını “işgal” olarak nitelemiş.
Açıklamaları okuyan konuşanın Lübnan’ın değil de Beşşar El-Esed’in bakanlarından biri olduğunu zanneder.
Peşinen söyleyelim.
Lübnan Savunma Bakanı Türkiye’nin milli güvenliği için atacağı adımları işgal saysa ne yazar, saymasa ne yazar.
Çok da umurumuzdaydı sanki.
Ara sıra böyleleri çıkar.
Daha önce de Suriye rejimi yanlısı Lübnanlı politikacı Viam Vehhab televizyonlarda esip gürlüyordu.
Çok iyi hatırlıyorum, bir keresinde Türkiye’nin Suriye’ye giremeyeceğini, Türk askerlerinin Suriye topraklarına bir metre girmesi halinde Suriye rejimi ordusunun ve Beşşar El-Esed’in Türkiye’ye 100 bin füze atacağını söylemişti.
Lübnan Savunma Bakanı İlyas Bu Saab, Ortodoks Rumlardan.
Maruni Hıristiyan Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın partisinden milletvekili seçildi.
Dubai’deki Amerikan Üniversitesi’nin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Birleşik Arap Emirlikleri Lübnan Dostluk Derneği kurucu üyesi.
Bu Saab’ın Türkiye düşmanlığında bu arka planın ne kadar etkisi var bilemiyoruz.
Lübnan Savunma Bakanı’na şu soruyu sormak gerek:
Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığını “işgal” olarak nitelerken ve Şam’ın onayının alınmasını söylerken belirttiğiniz görüş şahsi görüşünüz mü yoksa Lübnan’ın resmi tavrı mı?
Örneğin, Lübnan Başbakanı Saad El-Hariri de Bu Saab’ın açıklamalarına katılıyor mu?
Lübnan hükümeti bu konuyu görüşüp bir tavır belirledi mi?
Tüm bu soruları aslında Lübnan Savunma Bakanı’yla birlikte Lübnan Başbakanı El-Hariri’ye de sormak lazım.
El-Hariri, geçenlerde babası Refik El-Hariri’nin ölümünün 14’üncü yıldönümü münasebetiyle En-Nehar gazetesine yaptığı açıklamada, hayatının en zor anının 2009 yılında baskılar altında Şam’a giderek Beşşar El-Esed’le el sıkışması olduğunu söyledi.
Ülkesinin çıkarları için gerçekleştirdiği o ziyaretin kendisini “bitirdiğini” ifade eden El-Hariri, “Bir insanın babasının katilinin elini tutması kolay değil” dedi.
Lübnan Başbakanı ayrıca, bir daha Beşşar El-Esed’le bir araya gelerek el sıkışmasının mümkün olmadığını belirtti.
Acaba Saad El-Hariri de Türkiye’ye babasının ve daha binlerce masum insanın katilinin onayını almasını şart koşuyor mu?
Şayet Bu Saab’dan farklı düşünüyorsa, Lübnan’ın resmi görüşünü hangisi temsil ediyor?
Başbakan El-Hariri mi, Savunma Bakanı Bu Saab mı?
Türk askerini Suriye’de işgalci olarak gören Lübnanlı bakan, aynı şeyleri Hizbullah militanları ve İran askerleri için söylemiyor.
Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığına da itiraz etmiyor.
Diyelim ki onlara Beşşar El-Esed’in davetiyle Suriye’de oldukları için işgalci gözüyle bakmıyor.
Peki, Amerika’ya niçin “işgalci” demiyor?
Yoksa Lübnan Savunma Bakanı, Amerika’nın Suriye’deki askeri faaliyetlerinin Şam’ın onayıyla gerçekleştiğini mi iddia ediyor?
Kim ne derse desin ve nasıl görürse görsün, Türkiye’nin tavrı belli.
Onu da Münih’te Savunma Bakanı Hulusi Akar gayet net bir şekilde açıkladı:
“Fırat’ın doğusunda oluşturulacak güvenli bölgede, terör örgütü YPG olmamalı ve bölgenin emniyeti Türkiye tarafından sağlanmalı.”
Anlamak istemeyene yapacak bir şey yok.