Mısır cuntası lideri Abdülfettah es-Sisi, önceki gün ülkenin batısında görevli askeri birlikleri ziyareti sırasında yaptığı konuşmada adeta esip gürledi.
Sirte ve el-Cufra’nın “kırmızı çizgi” olduğunu söyleyen es-Sisi, uluslararası toplum tarafından Libya’nın meşru temsilcisi kabul edilen Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) darbeci Hafter komutasındaki güçleri Sirte’den kovmak için harekete geçmesi halinde Libya’ya müdahalede bulunacaklarını söyledi.
Libya’da yaşanan son gelişmelerin Mısır’a yasal olarak müdahale hakkının yolunu açtığını öne süren es-Sisi, ordunun sınır ötesi operasyonlara hazır olduğunu ifade etti.
Abdülfettah es-Sisi’nin açıklamalarını nasıl okumak gerekiyor?
Bu konuda iki soru ve iki ana başlık altında toplanabilecek farklı görüşler var.
Mısır’ın tehditleri ciddiye alınmalı mı?
Herhangi bir askeri müdahale gerçekleşirse sonuçları ne olur?
Abdülfettah es-Sisi’nin savurduğu tehditleri çok fazla ciddiye almamak gerektiğini söyleyen ve Mısır ordusunun Libya’ya müdahale edemeyeceği görüşünde olanlar bir hayli fazla.
Kahire’nin hâlihazırda birçok sorunla başı dertte.
Sina Yarımadası’ndaki DAEŞ tehdidi, Etiyopya’nın inşa ettiği Nahda Barajı’nın Mısır’ın Nil nehrinin sularından aldığı payı düşürecek olması ve Kahire’nin ülkede kuraklığa yol açacak bu girişimi önleyememesi, koronavirüs salgınıyla mücadeledeki başarısızlık ve ekonomide herhangi bir iyileşme görülmemesi söz konusu sorunlardan sadece birkaçı.
Bu şartlarda Libya’yı işgale kalkışmasının Mısır için felaket olacağını düşünenler es-Sisi’nin pazarlıkta elini güçlendirmek için blöf yaptığı görüşünde.
Öte yanda, cunta liderinin darbeyi finanse eden ülkeler tarafından bir çılgınlığa itilebileceğini düşünenler de var.
Mısır ordusunun Libya’ya girmesini Mısırlılardan çok Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan istiyor.
Her iki ülke de es-Sisi’nin açıklamalarına destek vermekte gecikmedi.
Özellikle BAE, başka ülkeleri kendi çıkarları doğrultusunda kullanmakta oldukça mahir.
Bu gerçeği itiraf etmek gerekiyor.
Mısır’ın aleyhine de olsa es-Sisi, BAE ve Suudi Arabistan’ın iteklemeleriyle orduyu Libya’ya sokmak isteyebilir.
Böyle bir durumda Mısır ordusunun tepkisi ne olur?
Burada da yine iki ihtimalden bahsetmek mümkün.
Mısır ordusu, Libya’ya girmenin intihar anlamına geleceğini görerek es-Sisi’ye darbe yapabilir veya cunta liderinin emrine itaat ederek Libya’ya girer.
Bu noktadan itibaren tartışmalar “Mısır Libya’yı işgale kalkışırsa sonuçları ne olur?” sorusu altında toplanıyor.
Ömer Muhtar’ın torunlarının Mısırlı askerleri kırmızı güllerle karşılamayacakları bir gerçek.
1960’larda Cemal Abdünnasır döneminde Yemen’e on binlerce asker gönderen Mısır ordusunun yaşadığı hezimet henüz unutulmuş değil.
Abdülfettah es-Sisi, Mısır’ın müdahalesi için meşruiyetin oluştuğunu iddia etse de bu iddianın asılsız olduğu ve uluslararası toplumun UMH’yı meşru hükümet kabul ettiği biliniyor.
Mısır ordusunu en çok korkutan ise içeride “silahlı devrim” ile karşılaşma ihtimali.
Libyalı kabilelerin çocuklarını silahlandırmayı vaat eden es-Sisi, Libyalıların da misilleme olarak Mısırlı devrimcilere eğitim ve silah desteği verebileceklerini unutmamalı.