Son günlerde görsel ve yazılı medyada kuş gribi alarmı verilmeye başlandı. Tavuklar, kuşlar yine firarda… Yahu grip gitti mi ki yine gelsin? Hep var. Sadece kış aylarıyla beraber artan soğuklar nedeniyle bağışıklığı düşük, hijyen kurallarına dikkat etmeyen veya dikkatsizlik gösteren kişilerde fazla görülmeye başlanıyor. Her yıl dünya yüzünde binlerce kişi ama özellikle yaşlılar grip nedeniyle ölüyor.
Önce grip nedir bir bakalım isterseniz:
Grip, tıp dünyasının özel adına influenza dediği, genel olarak ise virüs diye isimlendirilen, canlı vücut dışındaki bir ortamda yaşayamayan ve çıplak gözle görülmesi mümkün olmayan varlıkların neden olduğu bir hastalıktır. İnfluenza virüsünün B tipi daha hafif seyirli gribe neden olurken A tipi salgınlara neden olabilen ağır grip oluşturur.
Gelelim kuş gribinin hikayesine… Bu A tipi influenza virüsünün daha alt tipi olan bazı virüsler yabani ördek ve kazların vücudunda bir şekilde bulunur, ancak genellikle bu hayvanlarda hastalık yapmaz. Neden yapmaz ben bilmiyorum. Yabani kaz ve ördeklerde genellikle hastalık yapmayan bu virüs evcil hayvanların hemen hemen hepsinde şiddetli hastalığa neden olur ve sonuç milyonlarca tavuğun telef olmasıdır. Yabani ördekler 1 gr dışkı ile binlerce tavuğu hasta edebilir. Üstelik virüslü dışkı soğuk havalarda 3 ay virüs saçabilir. Tavuğun yumurtasına da virüs geçer. Nitekim tavuk yumurtasında virüs bilimsel olarak gösterilmiştir. Virüs insanlara solunum yolu ile bulaşır. Şöyle ki:
Virüsün bulaşmış olduğu hayvanlara temas eden (tüylerine, dışkısına) veya çok yakınında bulunan ve genellikle de çiftçi olan kişiler virüsü solunum yolu ile alabilir. Aldıktan sonra kişinin bağışıklık sisteminin gücüne bağlı olarak değişen ağırlıklar da grip hastalığı oluşur. Her kuş gribi olan ölecek diye bir şey yoktur. Kimisi hafif atlatırken kimisinde ölüme kadar giden bir durum oluşabilir. Son yıllarda da bu hastalığa karşı erken başlanırsa tedavi edici olabilen ilaçlar geliştirilmiştir, ancak önemli olan bu hastalıktan korunmadır.
Evet, kış da geldi, soğuklar da… Paniğe kapılmaya gerek yok, ancak dikkatli olmak gerekiyor. Birkaç basit önlem ile inşaallah bu yılı da güzelce atlatırız.
En evvel her şeyin başında doğru ve sağlıklı beslenmek geliyor. Canlılık veren yeşillerin tam zamanıdır. Mevsiminde, taze sebze ve meyveleri aşırıya kaçmadan makul miktarlarda tüketip bağışıklık sistemimize destek olabiliriz. Yine ev yapımı ağız yakmayan sıcaklıkta bitki çayları ve çiğ kuruyemişler de harika olur. Bu arada balık ve kırmızı eti de ihmal etmeyelim. Baklagiller kış aylarının olmazsa olmazları zaten.
Temizlik kurallarına dikkat! Yemekten önce ve sonra, her türlü temas ve işlemden sonra mutlaka ellerin yıkanması büyük önem taşıyor. Kendimizi kendi ellerimizle öldürüyoruz desem inanın abartmış olmam. El hijyeni her durumda olduğu gibi kuş gribinden korunmada da çok önemli.
İnşaallah haftaya devam edelim.