31 Mart’ta yapılan seçimden sonra AK Parti için bir rapor hazırlandı. Yabancı bir ekip tarafından hazırlanan raporda seçmen tercihleri en küçük ayrıntısına kadar incelenmiş ve tespitler yapılmış. Raporun başlıkları arasında, “Kürt seçmenin kime oy verdiği” de var…

İstanbul’da HDP’ye de oy veren Kürt seçmenin büyük oranda CHP adayına oy verdiği görülüyor. Ancak %20’lik bir kesimin Ekrem’e oy vermediği tespiti de var. Yani HDP’ye oy verip, Ekrem’e oy vermeyen ciddi bir seçmen kitlesi var…

Her seçimde AK Parti’den yana duruş sergileyen ve oy veren “dindar Kürt seçmen” yine tercihini değiştirmemiş. Ancak %5’lik bir kesimin sandığa gitmediği belirlenmiş. Bu seçmen AK Parti’ye gönül koymuş ama Ekrem’e de oy vermemiş. AK Parti’ye bir kırgınlığı var. Raporda bunun sebebi hakkında bir açıklama var mı bilemiyorum. Ancak bu kırgınlığın sebebinin, Sezai Temelli’nin “Kürdistan” ifadesine karşı kullanılan sert söylem olduğunu düşünüyorum!

HDP SEÇMENİ İMRALI’YI MI, KANDİLİ Mİ DİNLEYECEK?

YSK seçimin yenilenmesine karar verince dikkat çekici hamle ve açıklamalar geldi. Öcalan, 8 yıl aradan sonra avukatlarıyla görüştü ve 2013’te açıkladığı “PKK’nın silah bırakması, sorunun siyasi yolla çözülmesi” duruşunu koruduğunu açıkladı. Bu mesajla aslında, Kandil ve HDP’nin CHP ile yaptığı seçim ittifakını desteklemediğini de açıklamış oldu. Çünkü 2013’ün muhatabı CHP değil, AK Parti idi.

İmralı’nın “CHP ile ittifaka onay vermemesi” üzerine Kandil adına Hozat ile Kalkan kameraların karşısına geçti ve HDP seçmenine, CHP’nin adayına destek talimatı verdiler. HDP’nin bu emre itiraz edecek iradesi ve gücü olmadığını hatırlatmama gerek yok…

İmralı’nın sözünün de artık HDP ve Kandil üzerinde bir etkisi, ağırlığı ve bağlayıcılığı kalmadı. İpler artık tamamen Kandil’in dolayısıyla ABD’nin elindedir. Öcalan’ın HDP üzerindeki gücü, “bir akrabasının milletvekili adayı” gösterilmesiyle sınırlı artık. Onun da Kandil’in “Öcalan” ismini halkı etkilemek için kullanmak istemesinden kaynaklandığını bilmenizi isterim.

Soru şu: İstanbul seçiminde HDP’ye oy veren seçmen İmralı’yı mı dinleyecek, yoksa Kandili mi? Öcalan’ın Kandil, HDP ve seçmeni üzerindeki gücü ile ABD’nin Kandil ve HDP üzerindeki gücünün test edileceği bir seçim yaşayacağız.

İSTANBUL’U KİMİN KAZANACAĞINI KÜRT SEÇMENİN TERCİHİ BELİRLEYECEK

2018 seçiminde 1 milyon 195 bin oy alan HDP, AK Parti ve CHP’den sonra İstanbul’da üçüncü parti durumunda. Bundan dolayı “Kürt seçmenin” tercihi çok önemli. En ufak bir kayma tüm hesapları değiştirir. HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer’in, “Kürtler İstanbul’da AKP’ye oy verebilir” sözüne Kandil’den gösterilen sert tepki bu kayma endişesinin tezahürüydü.

Ancak tüm baskılara rağmen 1 Nisan’da CHP adayına oy vermeyen Kürt seçmene yeni ve ciddi bir katılım olacağına inanıyorum. Doğu ve Güneydoğu’da HDP’den kopup AK Parti oy veren seçmenin oluşturduğu rüzgar İstanbul’daki kardeşlerini de etkisi altına alacaktır!..

Kandil’in talimatı ve HDP’nin de onayı ile kendi seçmenlerini CHP adayına yönlendirme açıklamaları şimdilik; Kılıçdaroğlu, Akşener ve Karamollaoğlu’na rahat bir nefes aldırmış olabilir. Ancak AK Parti, “Türkiye ittifakı” ifadesinin içini doldurarak sahaya inerse, konuşma dilini yumuşatır, üslubunu iyi ayarlarsa seçimden zaferle çıkar!

Bu kadar sözden sonra “Kürtler İstanbul’da kime oy vermeli?” sorusunun cevabını da verelim. Kürtler, Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren tüm haklarını gasp eden ve yasaklayan CHP adayına değil; tüm haklarını veren AK Parti adayına oy vermeli!..