AK Parti’nin iktidara geliş sürecini çok az kişi hatırlıyordur. Halk o süreci ve iklimi unutmuş olabilir ama AK Parti yöneticilerinin unutmaması gerekiyor. 

AK Parti’yi iktidara getiren ortam ve hava unuturlarsa iktidarı kaybetme yoluna sokacak ortam ve havayı kimse fark edemez. Vaziyet anlaşıldığında ise iş işten geçmiş olabilir.  

9 Haziran 1999’da Meclis’ten güven oyu alan DSP/ANAP/MHP (ANASOL-M) koalisyon hükûmeti, yeni kurulmuş olan AK Parti’ye 3 Kasım 2002’de iktidarı altın tepside teslim etti. 

Halk, koalisyonu oluşturan partilere öyle bir ceza kesti ki üç partiyi de baraj altında bırakarak Meclis dışına gönderdi. Peki, halk koalisyon partilerine neden bu kadar ağır bir ceza vermişti? 

Halk, ekonomideki kriz, enflasyondaki artış, dövizdeki aşırı değerlenme, faizlerdeki şiddetli yükseliş, memur maaşlarının ödenemez duruma gelmesi, kamuda ve siyasetteki yolsuzluk ve hırsızlıklar gibi sorunları çözemeyen ANASOL-M hükûmetinden yetkiyi alıp AK Parti’ye verdi. 

Ancak iktidara giden yolu AK Parti’ye “tek başına” açan bunlar değildi. AK Parti’ye iktidarın kapısını açan “en önemli” şey koalisyon hükûmetinin artık ülkeyi yönetemediği ve gelişmeleri kontrol edemediği algısıydı! 

Peki, bugün Türkiye’nin ve AK Parti’nin durumu nedir? 

ERDOĞAN’A “AK PARTİ TÜRKİYE’Yİ YÖNETEMİYOR” OPERASYONU 

Ülkede ekonomik kriz var ama AK Parti’nin ülkeyi kontrol edememe ve yönetememe gibi bir durumu yok. İşte muhalefet ve destekçisi medya tam da bu noktada “yoğun” bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. 

Türkiye’de ekonomik bir kriz var ve AK Parti hükûmeti bunu çözemiyor, piyasayı kontrol edemiyor algısının üzerine; sokak cinayetlerini, suç işleyenlerin ceza almadığını, sağlıksız gıda terörünü koyarak operasyonun diğer ayağını tamamlamaya çalışıyorlar. 

Yani AK Parti artık ülkeyi kontrol edemiyor ve yönetemiyor algısını halka kabul ettirmeye çalışıyorlar. Halk, 2002’de bu gerekçelerle iktidarı ANASOL-M’den alıp AK Parti’ye teslim etmişti. 

AK Parti, halkı muhalefetin “ülkenin yönetilemediğine yönelik oluşturduğu gündemin” içinden çıkarmayı başaramıyor. Bu algı ilk olarak AK Parti’ye tarihinin ilk seçim mağlubiyetini, CHP’ye de 75 yıl sonra ilk seçim zaferini getirdi. 

Belediye seçimlerini “ekonomi” gündemiyle kaybeden AK Parti şimdi de kadın cinayetleri, sokak şiddeti, suç işleyenlerin ceza almaması, sağlık skandalları, gıda ürünlerindeki “terör” algısıyla yeni bir tuzağa çekilmiş durumda. 

Bu algı operasyonu muhalefete puan kazandırırken AK Parti’ye oy kaybettiriyor. Söz konusu tartışmaların halkın bir numaralı gündemi hâline getirilmesi muhalefetin stratejik bir operasyonudur! 

AK Parti, ilgili bakanlar ve partinin medya başkanlığı, halkı bu gündemin girdabından çıkarmalıdır. Halkın gündemine soktukları “kötü ekonomi” algısıyla seçim kazanan muhalefet şimdi de “ülke yönetilemiyor” algısıyla 2028 cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlık yapıyor. 

AK Parti, geç olmadan “halkı” muhalefetin “ülke yönetilemiyor” operasyonunun içinden sağ salim çıkarmalıdır. Muhalefet, halkı bu algıya ikna ederse 2002’de ne olduğunu biliyorsunuz. 

AK Parti kurmaylarına iktidara nasıl geldiklerini hatırlatırken iktidardan nasıl gidildiğinin de yakın tarihteki örnekle altını çizmek istedim!