Modern insanın “görünür olma” tutkusu, kurban ve kurbanlık hayvanla “özçekim/ selfie” yapma olarak ifşa olundu. Kurbanın maksadı ve bu maksadın amacına uygun olarak “insanın, insanlaşarak birbirinin hazreti insanı” olmasına imkân sağlayacak Tevhidi anlayışı, amacından saptırdı ve zihinleri iğva ederek kurbandan da bir magazin pazarı kurgulandı. Bir aydır kurbanla ilgili haberler “kurbanlık fiyatları, kurban edilecek dananın kilosu, güzelliği, kurban pazarlarının hijyeni” meselesine indirgendi. Kurbanın anlamı, insanlık tarihindeki yeri, amacı, insanlığı inşadaki fonksiyonu, İbrahimî geleneğin dönüştürülmesindeki rolü, dayanışma boyutu, insanlık vicdanını uyarma ve uyandırma gücü ile Hac ibadetinin bir göstergesi olması meseleleri konuşulmadı. Kızılay ve benzeri sivil toplum kuruluşlarının reklamları olmazsa, kurbanın Gazze, Afrika, Miyanmar ve deprem bölgelerinde, deprem mağdurlarına yapacağı maddî ve manevî müspet etkisinden de “sosyal medya nesli” nin haberi olmayacaktı. Modern zaman hayvan boğazlama biçimlerinden dolayı yeni nesil kurbanın da kasaptan alındığı algısına sahip!

Kurban, insanın sorumluluk sınırlarının vahyin tarifi ile belirlendiği "...Şüphesiz kulak, göz ve kalbin hepsi bundan sorumludur." (İsra:36) şuuru ve idraki düzeyinde olmalıdır. Kurbanda, İbrahim teslimiyeti ve İsmail şuuruyla sorumluluk yüklenmediysen hayvan boğazlamanın ve kan akıtmanın ne anlamı var? Kurban bağlanıp yatırıldığında ve tekbir sesleri yükseldiğinde İsmail’in boğazındaki bıçağı hissetmiyorsan, kurban değilsen niçin kan akıtıyorsun? Ey insan, ey insanlık; kurban, ev (Kâbe’nin inşası), İbrahim ve İsmail ile insanlık medeniyetinin inşa yolculuğunu idrak edemiyorsan kurbanlığın kaç kilo ve kaç para olduğunun ne anlamı var? Hac vaktini vakfe ile tamamlayıp kurban kesiminden sonra insan olmaya dönmek ve insanlık için hayata yeniden başlayarak haksızlığa, zulme, yakınını kayırmaya direnmeye yemin etmektir kurban! Ve kefarettir. Kurban, insanı "...kalpleri olup da gerçeği kavrayamayan, gözleri olup da göremeyen, kulakları olup da işitmeyen görünmez varlıklardan ve insanlardan çok canlar ayırmışızdır. Hayvan sürüsü gibidir bunlar; hayır hayır, doğru yolu kavramakta onlardan da aşağı: Körcesine dalıp gitmiş olanlar işte böyleleridir." (Araf:179) uyarısının idrak noktasına sabitlemiyorsa kurban mıdır?

Kurbanın magazinleştirilmesi ve görünürlüğün kurban seremonisi olarak sunulması çabası ile semavî dinlerin kutsal metinlerinde aktarılan yaşlanmış ve saçları ağarmış bir Resul’e, İbrahim Peygambere ömrün son vakitlerinde İsmail'i lütfetmiş ve kurban olarak istemiş bir Rabb’in ilahi döngüye koyduğu mizan akıl sahiplerine ne söyleyebilir? Bir evlat sahibi olmanın ve o evladı kurban olarak sunmanın uyaran anlamını, kaç kiloluk bir dana ile tartabilirsiniz? Bir değer olarak evlat ve kurban için seçilen helal herhangi bir şey, ne ile eş değer kılınabilir?

Kurban bir seçimdir. Bu seçimin yönelimi de tercih sahibinin inancı ve şuur düzeyi ile ilişkilidir. Burada insan kendisi/nefsi ile niyeti arasında tercih yapar. Nefsini kurban edecekse kurbanını arenada gösteriye çıkan nümayişin bir parçası yapmaz. Fayda ile değeri arasında da bir tercih yapmaktır, kurbana talip olmak. Fayda, gündelik hayat içinde beklenen karşılığa erişmek ve çevre edinerek o çevreden yararlanmaktır (FETÖ bunu en iyi uygulayanlardandı, bugün de benzerleri her yerde). Kurban, bağımlılık/bağlılık ile kurtuluş arasında da bir terbiyeyi hedef olarak insanlığa arz eder. Burada bağlılık ile bağımlılık ve kurtuluş/özgürlük üzerine düşünmek gerek. Kime/ kimlere hangi ölçüde bağımlılık ve bağlılık? Kurbanda hakikat ile algı arasında da bir tercih yapar insan! Kesim alanında hayvanın görünümü, kilosu, kemik miktarı ve kime kaç kilo et düştü? Soruları ile meşgulseniz, kurbanın hakikati ile değil “kavurma” ve “algı” ile meşgulsünüz. Kavurma düzeyine indirgenmişse kurban, her hangi bir gün kavurma eylemini herhangi bir kasap yardımıyla çözmek daha konforludur. Yorulma ve hissedar olduğun insanlara haksızlık etme. Kurban, hayatı anlamlı kılan ve dayanışmanın verdiği huzurla ruhta ve gönülde sükûnet inşa eden Tevhidî bir ameldir. Kurban içgüdü ile akıl ve şuurun ayrışma noktasıdır.

Kurban, insanların insanlarla iletişim kurmasını ve ihtiyaç sahipleriyle tanış olmalarını sağlayan; modernlerin empati ve yardım gösterisi algı kurmacasını, geleneğin diğerkâmlık olarak tanımladığı anlam yüceliğine ulaştıran bir hakikattir. Kurban, nefsini, kibrini, malını, gereksiz dünyeviliği, görünme ve gösterme hastalığını boğazlamaktır. Kurban, kelime anlamı bile tek başına toplumsal bütünleşmeyi inşa edecek kudrette bir anlam derinliğine sahiptir. Kurban, yakınlaşmaktır. İnsanın Rabb’ine, kendisine, yakınlarına, komşularına; mahallesinin, köyünün, kasabasının, kazasının, şehrinin, ülkesinin ve yaşadığı dünyanın insanlarına din, dil, derisinin rengi, etnik aidiyeti ve cinsiyeti gözetilmeksizin yakınlaşmasının nasıl bir dünya kurabileceğini bir an için düşünmek, hakikatini kavramak gerek. Kurban, aileden başlayarak yukarıdaki tarif çerçevesinde insanlar arasında ahlaklı kavrayışı merkeze alan insanlığı birlik ve beraberlik üzere inşa etmeyi hedef alan bir olgudur. Kurban insanı; dinî gereklilikten ahlâkî olana, insanî olana ve insanın "insan olma" vasfına taşımıyorsa hedefini bulamamıştır. Bir dinleri olduğu için ahlak alanın kaçkını olmamak gerek.

Gazze’de soykırıma maruz kalan kardeşlerle dayanışmayı göz ardı etmeden, yeryüzünün mağdur ve mazlum insanlarının bayramlarını tebrik ediyorum. Kurbanın anlamının egemen olduğu bir dünyanın kurulması temennisi ile bayramın, insanlığın diriliş muştusu olacağı vaktin başlangıcı olması umuduyla bayramınız mübarek olsun.