İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırıma en fazla ses getiren tepki ve protesto gösterileri dünyanın dört bir yanındaki üniversite öğrencilerinden geldi.

Ülkelerinin İsrail’e verdiği “sınırsız” desteğe rağmen Batılı ülkelerin üniversite gençliği, yapılan soykırıma anlamlı protesto eylemleriyle karşı çıktılar.

ABD’de Columbia Üniversitesi’nin başlattığı protestolar kısa sürede özellikle Batı ülkelerindeki birçok üniversiteye yayıldı.

İsrail’in yaptığı soykırıma karşı Batılı üniversite öğrencileri seslerini yükseltirken İslam ülkeleri ve tabii Türkiye’deki üniversitelerdeki ölüm sessizliği ilginç bir tezat olarak karşımıza çıktı.

Türkiye’nin İsrail soykırımına karşı Filistin davasına ve Hamas direnişine verdiği büyük desteğe rağmen kamuoyumuz da üniversite gençliğimiz de bu destekte devletimizi ve Filistin davasını yalnız bırakmıştır.

Halkımız, spor dünyamız, sivil toplum örgütlerimiz ve üniversitelerimiz maalesef Batılı ülkelerdeki halkların, spor dünyasının, sivil toplum örgütleri ve üniversitelerin sergiledikleri onurlu ve insani duruşu sergilemekten geride kalmışlardır.

Batılı ülkelerin üniversitelerindeki Gazze’ye destek gösterileri mezuniyet törenlerinde de devam etti. Aynı dönemde Türkiye’de de 208 üniversitede mezuniyet törenleri yapıldı.

“GAZZE’NİN DIŞINDA HER YER İŞGAL ALTINDA”

Basından takip ettiğim kadarıyla hiçbirinde İsrail soykırımına tepki, Filistin’e destek veren bir afiş ya da öğrenci protestosu görmedim. Sadece Mersin Üniversitesi’nde bir grup öğrenci Filistin’e destek afişi açmış ancak onu da bir öğretim görevlisi ve özel güvenlik görevlileri engellemek istemişti.

13 Haziran’da Konya KTO Karatay Üniversitesi’nde de mezuniyet töreni vardı. 10 bin öğrencisi olan özel vakıf üniversitesi bin 600 öğrencisini mezun etti.

Üniversitenin mütevelli heyet üyesi olarak ben de törene katıldım. İsrail soykırımına karşı ortaya bir tavır konup konmayacağını merak ederek programın başlamasını bekledim.

Programın her mezuniyet töreninde olduğu gibi Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayacağı anons edildi. Sahneye çıkan imamın boynuna taktığı Filistin kefiyesini görünce herkeste hem bir hüzün hem de bir sevinç seli oluştuğunu fark ettim.

KTO Karatay Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Selçuk Öztürk de açılış konuşmasında İsrail’in yaptığı insanlık dışı zulme ve soykırıma tepki gösterdi.

Makine Mühendisliği Fakültesi mezunlarının sahneye çıkarken açtıkları pankarta salondaki birçok kişinin gözyaşları eşlik etti.

Afişteki ifade şuydu: “Gazze’nin dışında her yer işgal altında.”

Gerçekten de Gazze’nin dışında her yer işgal altında olmasaydı; İsrail soykırımına en sert tepkiyi gösteren, Filistin davasına en güçlü desteği veren Türkiye’nin tüm üniversitelerindeki mezuniyet törenlerinde bu afişlerin açılması gerekmez miydi?

“Gazze’nin dışında her yer işgal altında” olmasaydı; açık açık İsrail’e destek veren ABD/Yahudi sermayeli spor, giyim, yiyecek ve içecek mağazaları alışveriş merkezlerimizin en güzel noktalarını tutmuş olabilir miydi? Halkımız kıtlıktan çıkmış gibi bu mağazaların önünde alışveriş kuyruğuna girer miydi?

Daha da vahimi “Gazze’nin dışında her yer işgal altında” olmasaydı; halkımızın aklı, vicdanı ve yüreği İsrail’in yaptığı soykırıma karşı bu kadar sessiz ve tepkisiz kalabilir miydi?