Son günlerde Arap medyasında yayınlanan haberler ve açıklamalar Katar’a abluka uygulayan Körfez ülkeleriyle Doha arasında ilişkileri onarmaya yönelik karşılıklı bir takım adımlar atıldığına işaret ediyor.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır’ın 5 Haziran 2017’de Katar’la tüm ilişkilerini kestiklerini açıklamalarından bu yana krizi sona erdirmek için birçok girişim oldu.
Çoğunluğuna Kuveyt’in öncülük ettiği o girişimlerin hepsi sonuçsuz kaldı.
Katar’la ilişkilerini kesen ülkelere Arap medyasında kısaca “Duvelu’l-Hısâr” / “Abluka Ülkeleri” adı veriliyor.
O ülkelerden Körfez ülkesi olan üçü, yani Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn, bu ay sonu Katar’da düzenlenecek “Körfez 24” Kupası’na katılma kararı aldığını açıkladı.
Son anda gelen bu kararın ardından grupların yeniden belirlenmesi için kura çekimi tekrarlandı.
Suudi Arabistan milli takımının hazırlıklarını tamamlaması için 24 Kasım’da başlaması planlanan açılış maçı 26 Kasım’a ertelendi.
Üç ülkenin Körfez Kupası’nı boykot etmekten vazgeçmesi ilişkilerin onarılması yönünde atılmış bir adım olarak değerlendirildi.
Bu arada Riyad, Abu Dhabi ve Manama’nın kupaya katılma kararı bir başka soruyu da gündeme getirdi.
Söz konusu ülkelerin milli takımları Katar’a nasıl gidecek?
Doha’ya doğrudan mı yoksa üçüncü bir ülke üzerinden mi uçacak?
Şu ana kadar gelen bilgiler, üç ülkenin milli takımlarının Katar’a doğrudan gidecekleri yönünde.
Bloomberg’e konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen bir Körfez ülkesi yetkilisi, krizin çözülmesi için arabuluculuk yapan ülkenin çabalarının öncelikle Katar-Suudi Arabistan ilişkilerinin onarılması ve daha sonra BAE’nin de ilişkilerin yeniden tesisi sürecine katılması üzerinde yoğunlaştığını söyledi.
Suudi Arabistanlı bir yetkilinin de yine Bloomberg’e yaptığı açıklamada “Katar komşularıyla ilişkilerini düzeltmek için bazı adımlar atmaya başladı” dediği öne sürüldü fakat o adımların ne olduğu konusunda herhangi bir bilgi verilmedi.
Geçtiğimiz günlerde Dubai’de bir etkinliğe katılan ABD Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral David Goldfein, krizin yakında sona ereceği konusunda iyimser olduğunu belirterek, Körfez ülkelerini İran’a karşı birlik olmaya davet etti.
Bütün bunlara Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman’ın birkaç gün önce Maskat’ı ziyareti ve krize taraf ülkelerin medya organlarına verdikleri karşı tarafın simge isimleriyle ilgili olumsuz haber ve yorum yayınlamama talimatı da eklenince çözüme yönelik beklentiler hayli arttı.
Fakat Körfez’deki kriz kolay çözülecek türden değil.
Asıl problem Riyad-Abu Dhabi ikilisiyle Doha arasında.
Bahreyn’i ve Mısır’ı ise dikkate almaya gerek yok.
Çünkü her ikisi de diğerlerine tâbi.
İki buçuk yılı geride bırakan krizin geldiği noktada Riyad ve Abu Dhabi’ye boyun eğmeyen Doha’nın pozisyonu daha güçlü.
Katar, kendisine dayatılmak istenen şartların neredeyse hiçbirini kabul etmedi.
Riyad ve Abu Dhabi’nin de “Şartlarımızdan vazgeçtik” deyip yenilgiyi kabullenmeleri neredeyse imkânsız.
Bölgesel şartlar ve Amerika’nın baskısıyla krizde geçici bir hafifleme yaşansa da taraflar arasında kalıcı bir çözümden bahsetmek henüz çok zor.