Türkiye’de kırmızı et fiyatları uzunca zamandır tartışılıyor. Kimileri olumsuzlukları ve zamları fırsatçılara fatura ediyor, kimileri ise hayvan yetersizliğinden dem vuruyor. Piyasaların iyi yönetilemediğini savununlar da var, ithalatla çözüm yolunun günü kurtarmak olduğunu iddia edenler de…

Tartışmalar uzayıp gidiyor. Böylesi bir ortamda en net açıklama tarımın patronundan geldi.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ramazan ayında kırmızı et ihtiyacı sebebiyle fiyat artışı olmaması için 40 bin kasaplık hayvan tedarikinin yapıldığını ifade etti. TRT Haber’e konuyla ilgili açıklamalar yapan Bakan Yumaklı, Et ve Süt Kurumu ile PERDER üyesi marketlerin “sabit fiyat” anlaşmasına dikkati çekti. Ramazan öncesi hem fahiş fiyatla mücadele hem de gıda güvenliği için denetimlerin sıkı şekilde devam ettiğini hatırlattı.

Tamam! Kırmızı et fiyatlarında artış olmayacağını öğrenmiş olduk.

Şimdi esas soruya gelelim. Kırmızı et fiyatları düşecek mi? Sektör temsilcileri bu konuda ne düşünüyor, neler söylüyor?

Pandemi döneminden bugüne ilk defa kırmızı et fiyatları aşağı yönlü seyretti. Geçtiğimiz hafta şaşırtıcı bir şekilde kırmızı et karkas kesim fiyatları 35 lira gibi bir düşüş yaşamıştı.

Peki, bu düşüş devam eder mi?

İstanbul Perakendeci Kasaplar Esnaf Odası Başkanı Aydın Tüfekci’ye göre fiyatlar bu dengede seyredecek ve küçük düşüşler yaşanacak.

Gerekçe ne?

Et ve Süt Kurumu'nun yerinde hamleleri. Erken tedbir ve zamanında açıklamalar. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın et stoklarıyla ilgili net açıklamaları. Sektör temsilcileriyle yakın ve sağlıklı iletişim kurulması…

Et ve Süt Kurumu bu denli aktif rol oynamaya devam ettiği sürece iyi şeyler yaşamaya devam edebiliriz. Zira ESK; et ithalatı, kesim hizmeti, vakıflara, kasaplara, catering sektörüne, marketlere et tedariki gibi önemli bir rol modellik yapıyor. Bir de yerli hayvan ırklarının geliştirilmesi ve üretimi konusunda yol alabilse tadından yenmeyecek. İşte o zaman bu millet tekrar yönünü hizmet erbabına çevirecektir.

Şu an itibarıyla Türkiye’de karkas kesim fiyatları kilogram başına ortalama 360-370 lira bandına oturmuş vaziyette. Beklenti ise 350-360 bandına oturması yönünde.

Yerel perakende noktaları fiyatları sabitlediler, kasap esnafı da bu sabitleme ve fiyatları aşağı çekme kampanyalarına katılım sağlıyor. Demem o ki indirim, piyasalara bahar havası getirdi; son tüketici ilk kez bir indirimi hissetti ve moral buldu.

Burada dikkati çekmek istediğim bir konu var. Küçük aile işletmeleri!... Okuyucularım hatırlayacaktır. Yıllardır küçük aile işletmelerinin ayakta kalması gerektiğini, bu işletmelerin Türkiye’nin sigortası konumunda olduğunu savunuyorum.

Eğer indirimler piyasa değerlerinin altını görür ve aile işletmelerinin sesini duyamazsak işte o zaman bu güzide işletmeler sıkıntı yaşayacaktır. Böylesi bir olumsuzluk Türkiye’nin geleceğine vurulmuş bir darbe anlamına gelir. Buna da müsaade edilmemeli.

Sektör temsilcileri izlenen yolun doğruluğuna paralel fiyatların aşağı yönlü seyredeceğini ifade ediyor.

Ancak bir şartla; doğru politikalar izlemeye ve millete kulak vermeye devam…

Tarlada bedava, markette el yakıyor!

Sebze ve meyve ürünlerini tarladan bedava kaldır, markette tüketiciyi soy!

Türkiye’de ticaretin yolculuğu âdeta bu şekilde seyreder oldu. Yıllardır her türlü tarifini yapmamıza rağmen bir türlü izah edemediğimiz ve maalesef bir türlü yakalanamayan/ıslah edilemeyen fırsatçılar hem üreticiyi hem tüketiciyi soymaya devam ediyor.

Size bir örnek vereyim. Limon… Üretici-market fiyatı farkında limon zirveye çıkmış.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), ilginç bir çalışmaya imza atmış ve ocak ayı market araştırmasını yayımlamış. Ocak ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı yüzde 597 ile limonda görülüyor. Ne kârlı ticaret değil mi? 1 liraya mal ettiğin ürünü 6 liraya sat. Yazıklar olsun!

Limondaki bu fahiş yükselişi yüzde 380 ile patates, yüzde 267 ile mandalina, yüzde 215 ile kuru kayısı takip ediyor. En yüksek fiyat artışı kategorisinde ise taht kuru fasulyenin olmuş.

İşte buraya dikkati çekmek istiyoruz; arz talep dengesi dediğimiz olgu, serbest piyasa soygununa kurban edilmemeli. Piyasalarda fink atan bu fırsatçılar ayıklanmalı, kanaat ve dengeli kâr kavramı piyasalara hâkim kılınmalı.

İşte o zaman hepimiz kazanırız!