Kavramları yerli yerine oturtamadığınızda düşünceler de yerine oturmaz ve bu şekilde fiiliyata geçirilen fikirler akim kalır. Bir şeyin tanımını yapmak o şey üzerinde söz hakkını doğurur.
Cumhuriyet kurulduğundan beri, belirli kavramlar sadece kurucu zihniyetin içini doldurduğu şekliyle kullanıldı, bu yüzden de bir karşılığı olmadı millet nezdinde.
“Aydın” ve “Çağdaş” kelimelerine bakın mesela: Bu ülkenin dinine tarihine örf ve ananelerine düşman olmaktı aydın olmanın ilk şartı. Ne kadar düşmansanız o kadar çağdaş ve aydın sayılıyordunuz. Hiçbir ulvi davanın ıstırabını çekerken göremezsiniz bu tanımın içine girenleri. Varsa yoksa Batı değerleri ve bir türlü “anlaşılamayan” ulaşılamazlıkları. Aslında çok ucuzdur aydın olmak… Bir titr altında çıkıp İslam’a ve milletin değerlerine saldırmaya başladığınız anda hemen kapıverirsiniz ‘aydın’ payesini “ Düşünün, çökelek de çökelek diye kıvırtarak şarkı söyleyenin aydın olduğu bir ülke burası!..
Almanya Başbakanı Merkel’in Türkiye ziyareti öncesi “gelmeyin” dilekçesi yazan “Aydınlar”ın dilekçesini okuyunca yazmak istedim bu yazıyı. Tipik sömürge yetiştirmesi zihin yapısının yanında, mevcut muhalefetin de bakış açısını göstermesi bakımından ne güzel bir misal. Neymiş, Merkel’in gelişi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ve AK Parti’ye destek olurmuş.
Zavallılar… Kendi ülkesinde, kendi milleti tarafından kabul göremeyen güruh, batının kurtarıcılığından dilekçe yazarak medet umuyor!..
Paralel çetenin öncülüğünde batıda Türkiye aleyhine oluşturulmak istenen kamuoyu da bu bakış açısının ürünü. Biz Türkiye’de “cahil halkın desteğini alamadık” siz yardım edin de şu iktidarı devirelim diye yalvaran ve her türlü oyunu çevirmeyi mübah gören anlayış… Osmanlının çöküşündeki en büyük rol bu müsvedde zihin yapısına sahip “Aydınlardaydı” unutmayalım.
Batı, kendi çıkarlarını korumak için her şeyi yapar. Dün her fırsatta vurduğu insana bugün destek de olabilir. Onların politikası “menfaatlerine göre belirlenir.” Bu normal de sen kime göre belirliyorsun politikanı?
Politik tartışmalardan azade olarak şunu söylemem gerek. “İktidara muhalefet ediyorum” diye son iki yıldır her türlü rezilliği yapan ve her türlü kirli ittifaka giren anlayış sadece şimdiki politik süreçte değil, bu sistemin kuruluşundan beri bu milletin inancına ve değerlerine karşı olan anlayıştır.
Anadolu insanını sopa zoruyla “hizaya sokmak isteyen” asker ve siyasetçisi, milletin değerleriyle alay edip mukaddesine dil uzatan ahlaksız gazetecisi, milletin emeğini sömürerek gücüne güç katıp bu gücü millete karşı kullanan sermaye sahipleri ve yıllarca kendisine zulmedenlerle kolkola girerek, kendisine el uzatan kardeşine kurşun sıkan faşist anlayışın geldiği noktayı iyi tahlil etmek gerek.
Bütün bu yapılar dün nerede duruyorlarsa bu gün de orada duruyorlar bana göre.
“Aydın olmak için önce insan olmak lâzım” diyen Cemil Meriç’e rahmet olsun. İnsan olmak için istisnai bir çaba gereken bu zamanda, insanlığımıza kastedenlere gereken tavrı göstermemiz “aydın olmanın temel şartıdır” bence.