Türkiye tarihi bir adım attı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri yeni bir başlangıcın ifadesiydi.

Erdoğan, YPG’den ordu kuracağını söyleyen ABD’ye “Katil sürüsüyle aramıza girme” dedi.

Bu sözün geri dönüşü yok.

Türkiye sınırımızın öte tarafında Suriye toprağını gasp eden, bulundukları yerlerdeki Suriyelileri köleleştiren bu eşkıyalara “dur” diyecek.

Türkiye bunu yapmazsa orta vadede Türkiye’yi bölmeyi kendine amaç edinmiş bir terör örgütüne komşu olacak.

ABD’nin hedefinde teröristleri kalıcı olarak dibimize yerleştirme planı var. Büyüyen, gelişen, dışa açılan, söz söyleyen Türkiye’yi bu taşeron örgütle oyalamak ve içe kapamak peşindeler.

Afrin’in önemi nedir?

Afrin’in stratejik konumu dikkat çekiyor. Afrin sonrası hedefleri Hatay. Hatay’ı alıp Akdeniz’e açılma planları var. Yani Türkiye Afrin’i almazsa orta vadede Hatay’a saldırıyla karşı karşıya gelebilir. O nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan “en iyi savunma stratejisi; saldırıdır” ilkesinden hareketle yakındaki istikameti belirlemiştir.

Bir diğer soru: Afrin harekâtı neden şimdi gündeme geldi?

1-ABD’nin yardımıyla YPG’nin 30 bin kişilik “Suriye Sınır Güvenliği Gücü” oluşturma niyetini açıktan beyan etmesi,

2- Rejim ordusunun İdlib’de ilerleme kaydederek Ebu’z-Zuhûr havalimanını ele geçirmesi,

3-Soçi’de yapılacak Ulusal Diyalog Toplantısı’na SDG’nin Rusya tarafından çağırabilme ihtimalinin olması, ilk sıralayabileceğimiz cevaplardan…

Sınırda eller tetikte…

“Afrin’e nasıl bir müdahale olacak? Hangi strateji ataklarıyla gerçekleşecek?” sorularını duyar gibiyim.

Son durum haritasına bakıldığında Türkiye, İdlib’deki kontrol noktalarıyla Afrin’i doğudan ve güneyden çevrelemiş durumda. Harekât kapsamında askeri olarak TSK’nın çok sayıda alternatifi mevcut. Merak edilen bir diğer husus ise bu harekât süpürme harekâtı mı olacak? Kuşatarak yok etme planı mı? Cevabını bilemiyoruz.

Bildiğimiz bir tek şey var.

Türkiye önemli bir adımı attı ve devamını getirecek kararlılıkta.

Zaman dua, birlik ve hamle zamanı…