Bilindiği üzere ülkemizde boşanmalar geçmiş yıllara oranla artış göstermektedir. Kovid-19 pandemisinin etkisiyle evde daha fazla vakit geçiren kimi eşler birbirleri ile geçinmekte zorlanmış, bu nedenle eşler açısından ortak hayat çekilmez hale gelmiştir. Müşterek hayatın katlanılmaz bir hâl alması ile boşanmaya karar veren eşler boşanma davalarında kendilerinden çok müşterek çocuklarının hayatını nasıl idame ettireceği kaygısına düşmektedir. İşte tam da bu noktada boşanma kararı veren eşler tarafından iştirak nafakasının nasıl alınacağı sorusu merak konusu olmuştur.
Nafaka deyince akla öncelikle boşanma davaları gelir. Nafaka genel olarak; kişilerin yeme, içme ve barınma ihtiyaçlarını sağlayabilmeleri için gerekli olan miktarı ifade eder. Halk arasında nafaka adı altında bilinen ve talep edilen nafaka türü genelde kadın eş lehine verilen yoksulluk nafakasıdır. Boşanma davalarında diğer eşten talep edilen yoksulluk nafakasının yanı sıra diğer nafaka türleri de istenebilir. Bunlardan bir tanesi de İştirak nafakasıdır.
İştirak nafakasının yoksulluk nafakasından farkı
Müşterek çocuk lehine, diğer eşten talep edilen nafaka türüne iştirak nafakası denir. İştirak nafakası, müşterek çocuğun bakım ve giderleri için her iki eşin özen yükümlülüğünden kaynaklanan nafaka türüdür. İştirak nafakası, boşanma davası ile birlikte istenebileceği gibi; boşanmanın gerçekleşmesinden sonra ayrı bir dava açılarak da talep edilebilir. Ancak boşanmanın gerçekleşmesinden sonra ayrı bir dava ile talep edilebilmesi için müşterek çocuğun 18 yaşını tamamlamamış olması gerekir. İştirak nafakasında, yoksulluk nafakasının aksine eşlerin kusur oranlarının tespiti ya da kusur değerlendirmesi yapılmaz.
İştirak nafakasının hesaplanmasında temel ölçüt; çocuğun ihtiyaçları, yiyecek, giyecek masrafları, barınma giderleri, sağlık giderleri, eğitim masrafları vb. gibi durumlar göz önünde bulundurulur.
İştirak nafakası ödemesine hükmedilen eşin, maddi imkânlarının yeterli olmaması halinde, nafaka ödeme yükümlülüğünün ortadan kalkması için; mali gücü ortadan kaldıran herhangi bir sebebin, nafaka ödemekle yükümlü olan eşin kusurundan kaynaklı olmaması gerekir. Bu durumda iştirak nafakasının kaldırılmasına hükmedilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 331. maddesine göre eşlerin maddi durumlarında değişiklik olması halinde, taraflar nafaka miktarının değiştirilmesini veya iştirak nafakasının tamamen kaldırılmasını talep edebilir.
İştirak nafakasının ödeme zamanı olarak; TMK m. 330/2 maddesi uyarınca “iştirak nafakasının her ay peşin olarak ödeneceği” hüküm altına alınmıştır. Hükümden çıkan sonuca göre nafaka, yalnızca para ile ödenebilir.
İştirak nafakasının sona erme zamanı ise; müşterek çocuğun ergin (18 yaşını tamamlamış) olması, ölüm, velayetin el değiştirmesi, eşlerin yeniden evlenmeleri, nafakadan vazgeçme vb. gibi durumlarda nafaka yükümlülüğü sona erecektir.
Nafaka yükümlüsü olan eşin, iştirak nafakasını ödememesi durumunda, velayeti kendisinde olan diğer eş, icra ceza mahkemesine şikâyet ederek, nafaka borçlusunun 3 aya kadar tazyik hapsini isteyebilir. Ancak tazyik hapsine karar verildikten sonra nafaka borçlusu eşin, borcunu ödemesi halinde nafaka yükümlüsü olan eş, tahliye edilecektir.