Cevap ve düzeltme hakkı; kişilerin ve kurumların kendileriyle ilgili yayınları, aynı araçtan yararlanarak düşüncelerini açıklama, kendilerini savunma ve böylece yanlış beyanları düzeltme olanağı sunan bir haktır. Yazılı medya üzerinde çıkan gerçek dışı haberin muhatabı tarafından gerçek olmadığının ifade edilmesine tekzip denir.

Kanun, düzeltme hakkının doğmasını, haysiyet ve şerefe dokunan ve kişiyle ilgili gerçeğe aykırı olan yayınlara karşı tanımıştır. Haysiyet ve şerefe saldırı genellikle söz, davranış ve yayın yolu ile olur. Haysiyet ve şerefe dokunan yayınların, TCK'deki hakaret ve sövme suçunu oluşturacak nitelikte olması cevap ve düzeltme hakkının doğması için şart değildir. Yani haysiyet ve şerefe dokunan fakat hakaret ve sövme suçunu oluşturacak nitelikte olmayan yayınlara karşı da bu hakkın doğduğu kabul edilir. Kanun, şeref ve namus gibi kişinin özüne dokunan yayının gerçekleri yansıtması durumunda da cevap ve düzeltme hakkının var olduğunu kabul etmiştir.

Menfaati bozan yayınlara karşı ise cevap ve düzeltme hakkının kullanılması yerine, uğranılan zararın tazmin ve tamir edilmesi için özel hukuk kurallarına başvurulması daha yerinde olur. Kişi ile ilgili gerçeğe aykırı yayın yapılması da cevap düzeltme hakkının doğması için tek başına yeterli görülmüştür.

Gerçeğe aykırı yapılan yayının da objektif haber niteliğini taşıması ya da bir başka kaynaktan aktarılmış olması cevap ve düzeltme hakkının doğmasını engellemez. Gerçeğe aykırı yayının, kişilik haklarına herhangi bir zarar vermesi de şart değildir. Sadece yayının gerçeğe aykırı olması, cevap ve düzeltme hakkının doğması için yeterlidir.

Hukukumuzda, gerçeği niteleyen bir yayının, bireylerce subjektif olarak gerçeğe aykırı görülmesi cevap hakkının doğması için yeterli görülmemektedir. Bireyler tarafından gerçek bir olgunun kabul edilmeyerek gerçeğe aykırı olduğunun kabul edilmesi cevap ve düzeltme hakkının kullanılmasını gerektirmez. Zira hukukumuzda ilgili kişi kendisi ile ilgili yayının gerçeğe aykırı olduğunu ispatlamak durumunda bırakılmıştır.

Türk Hukuku’nda tekzip hakkı yazılı basımlar için 5187 Sayılı Basın Kanunu’nun 14. maddesinde düzenlenmiştir.

Tekzip başvurusu nasıl yapılır?

Yazılı medyada bir kişinin haysiyeti ve şerefine dokunan veya kendisiyle ilgili gerçeğe aykırı hareketler, düşünceler ve sözler izafesi suretiyle açık veya kapalı şekilde bir mevkutede yapılan yayından dolayı ilgili veya yetkili temsilcisi, yayının yapıldığı tarihten itibaren iki ay içinde imzasını taşıyan cevap veya düzeltme yazısını mevkutenin sorumlu müdürüne verebilir veya gönderebilir. Sorumlu müdür, cevap veya düzeltmeyi, aldığı tarihten itibaren 3 gün içinde inceler ve yayımlanmasına karar verdiği takdirde, inceleme süresinin bitiminden sonra çıkacak ilk nüshada, metne hiçbir mülahaza ve işaret katmaksızın ve bu cevap veya düzeltme dolayısıyla herhangi bir mütalaa beyan etmeksizin aynen ve tamamen yayımlamaya mecburdur.

Kimi durumlarda sorumlu müdürler tekzip talebini görmezden gelirler. Ancak tekzip metni talebi için verilen sürelere rağmen tekzip metninin yayımlanmaması halinde 15 gün içerisinde sulh ceza mahkemesine başvuru yapılabilir. Buna göre tekzip talep eden kişi 15 gün içinde sulh ceza mahkemesinden tekzip metninin yayımlanmasını talep edebilir. Sulh ceza mahkemesi bu talebi 3 gün içinde duruşmasız olarak karara bağlar. Bu karara karşı itiraz yolu açıktır.  Kararına itiraz edilen mahkemenin de 3 gün içinde itiraza karşı karar vermesi gerekir ve verilen bu karar kesin olup itiraz edilemez. Sulh ceza mahkemesi düzeltme ve cevap hakkının yayımlanmasına karar verirse kararın tebliğinden itibaren süreler işlemeye başlar. Kararın tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde cevap ve düzeltme metni basılı yayın organında yayımlanmalıdır.