ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci kez seçilememesinin ve başkanlık yarışını Demokrat Partili rakibi Joe Biden’ın kazanmasının Filistin’e yansıması beklendiğinden daha hızlı oldu.
Filistin Sivil İşler Bakanı Hüseyin eş-Şeyh, üç gün önce yaptığı açıklamada Filistin Yönetimi ve İsrail arasında güvenlik koordinasyonunun yeniden başladığını ilan etti.
Filistinli bakan bu kararın “Mahmud Abbas’ın gerçekleştirdiği görüşmeler” üzerine alındığını, İsrail’in imzalanan anlaşmalara uyacağını ve İsrail ile ilişkilerinin önceki haline döneceği konusunda kendilerine yazılı ve sözlü taahhüt verildiğini öne sürdü.
İsrail Radyosu da Filistin Yönetimi’yle güvenlik koordinasyonunun yeniden başlatılması kararının ardından ilk toplantının Perşembe günü Ramallah’ta gerçekleştiğini duyurdu.
Trump’ın Filistin davasını tasfiye etmeyi hedefleyen “Yüzyılın Anlaşması” adlı projesi Filistin Yönetimi’yle Washington arasındaki ipleri neredeyse tamamen koparmıştı.
ABD Başkanı, Abbas’ı muhatap almak yerine Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi ülkelerin rejimleriyle iş tutmayı tercih etmiş, bu duruma küsen Filistin Yönetimi Amerika ve İsrail ile ilişkilerini kestiğini açıklamıştı.
Biden’ın başkanlık koltuğuna oturmasıyla Trump’ın Filistin’le ilgili projesi rafa kaldırılacak ve “iki devletli çözüm” edebiyatı yeniden dolaşıma girecek.
Filistin Yönetimi ve İsrail arasındaki ilişkiler eski haline dönse de Trump’ın başkanlığı döneminde gerçekleşen tahribat -ne yazık ki- olduğu gibi kalacak.
Örneğin ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti kabul etme kararından geri adım atılmayacak ve Kudüs’e taşınan ABD Büyükelçiliği tekrar Tel Aviv’e dönmeyecek.
Filistin davasına ihanet ederek İsrail’le ilişkilerini normalleştiren BAE ve Bahreyn’in imzaladığı anlaşmalar feshedilmeyecek.
Bilakis İsrail’in Abu Dhabi ve Manama’yla ilişkileri güçlenerek devam edecek.
Abbas’ın ve adamlarının da buna herhangi bir itirazları olmayacak.
Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdüllatif ez-Zeyyani iki gün önce İsrail’deydi.
Batı Kudüs’teki İsrail Dışişleri Bakanlığı binasında İsrailli mevkidaşı Gabi Ashkenazi ile düzenlediği basın toplantısında İsrail’in Manama’da büyükelçilik açma talebini kabul ettiklerini ve kendilerinin de İsrail’de büyükelçilik açmak için başvuruda bulunduklarını söyledi.
Filistin Yönetimi BAE ve Bahreyn’in İsrail’le ilişkilerini normalleştirme anlaşması imzalamalarını “Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya ve Filistin davasına ihanet” olarak nitelemişti.
Hatta anlaşmaya tepki olarak Abu Dhabi ve Manama’daki Filistin büyükelçileri Ramallah’a çağrılmıştı.
ABD’deki seçim sonuçlarıyla birlikte tüm o sözler ve tepkiler bir anda unutuldu.
Filistin Yönetimi, İsrail’le güvenlik koordinasyonunu yeniden başlatmasından bir gün sonra büyükelçilerin BAE ve Bahreyn’e dönmeleri yönünde karar aldı.
Trump’ın Filistin Yönetimi’ni yok sayması ve “Yüzyılın Anlaşması” projesi Hamas ve Fetih’i birbirine yaklaştırmış, Filistin’de uzlaşı rüzgârları esmeye başlamıştı.
İsrail’le güvenlik koordinasyonuna dönülmesinin doğal sonucu olarak o rüzgârlar yerini tekrar direnişçilere yönelik baskılara bırakacak.
Filistin halkının birlik ve bütünlük hayali ise bir başka bahara kalacak.