Biden yönetiminin çabalarıyla İsrail ve Hizbullah arasında sağlanan ateşkes anlaşması “direniş sahalarının birliği” söylemiyle ilgili birçok soruyu gündeme getirdi.

Hizbullah düne kadar “Gazze Şeridi’nde ateşkes olmazsa Lübnan’da da olmayacak.” diyor ve Filistin direnişini yalnız bırakmayacağını söylüyordu.

Fakat anlaşma maddeleri arasında Gazze Şeridi’yle ilgili hiçbir şey yok.

Diğer bir ifadeyle Filistinliler işgal güçleriyle tek başlarına savaşmak zorunda kalırlarken İsrail ordusu tüm dikkatini Gazze Şeridi cephesine verecek.

“Gazze Şeridi’ne destek” iddiası Lübnan cephesinde sağlanan ateşkes anlaşmasıyla sonra ererken İran ve proxy örgütlerine zamanla tamamen angaje olanların Hizbullah’ı aklama çabaları sürüyor.

Hatta örgütün “zafer kazandığını” ve Netanyahu’nun “hiçbir şey elde edemediğini” söyleyenler bile var.

İsrail’in Lübnan’da hedeflerinin bir kısmını gerçekleştiremediği ve geri adım attığı doğru.

Ancak Hasan Nasrallah başta olmak üzere Hizbullah’ın üst düzey liderlerinin ve komutanlarının neredeyse tamamını öldüren, örgütü Litani Nehri’nin kuzeyine çekilmeyi kabule zorlayan, Lübnan cephesinin Gazze Şeridi cephesinden ayrılmasını sağlayan ve kuzey sınırından bir daha tehdit edilmeyeceğine dair ABD’den güvence alan İsrail’in hiçbir kazancının olmadığını iddia etmek sadece realiteden ne kadar uzaklaşıldığının göstergesi olabilir.

Anlaşmanın harfiyen uygulanması İsrail’in kuzeyinde sükûneti sağlayacak ve sınıra yakın bölgelerde yaşayan İsrailliler evlerine dönebilecekler.

Litani Nehri’nin kuzeyine çekilen Hizbullah elinde kalan silahını ve gücünü, dolayısıyla Lübnan hükûmeti üzerindeki vesayetini koruyacak.

İsrail’e karşı kullanılamayacak o gücün ve silahın Lübnanlıları ve Suriyelileri hedef almasıyla ortaya çıkacak gerginlik yine İsrail’in işine yarayacak.

Lübnan cephesinde ateşkesin yürürlüğe girmesi ve ABD Başkanı Joe Biden’ın “Önümüzdeki günlerde Gazze’de ateşkes sağlanması için Türkiye, Mısır, Katar, İsrail ve diğer ülkelerle birlikte bir hamle daha yapacağız.” açıklaması Gazze Şeridi’nde de benzer bir anlaşmanın imzalanabileceği ümidini doğurdu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da Ankara’yı ziyaret eden Umman Sultanı Heysem bin Tarık ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Biden’ın Gazze Şeridi’nde ateşkes için başlatacağını söylediği girişimi “çok geç kalmış ama önemli bir adım” olarak niteledi.

Erdoğan, Gazze Şeridi’nde sükûnetin ve barışın tesisi için Türkiye’nin üzerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduğunu açıkladı.

Ankara zaten en başından beri Gazze Şeridi’nde akan kanın durması için elinden geleni yapıyor.

Gazze Şeridi’nde ateşkesin önündeki en büyük engel tarafların buluşabilecekleri bir ortak noktanın olmaması.

Hamas, işgal güçlerinin Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesini ve 7 Ekim 2023 öncesine dönülmesini istiyor.

İsrail’in değil sadece Gazze Şeridi’nden, işgal ettiği tüm Filistin topraklarından çekilmesini talep etmek ve bunun için savaşmak Filistinlilerin en doğal hakkı.

Fakat mevcut koşullarda İsrail’in Aksa Tufanı Operasyonu öncesine dönmeyi kabul etmeyeceğini de görmek gerekiyor.

Ayrıca Biden’ın ateşkes girişimiyle ilgili açıklamasında hedeflerinin “Hamas iktidarda kalmadan savaşı sona erdirmek” olduğunu söylediği unutulmamalı.