“Ve okullar tatil”
Okulların yeni bir tatil dönemine girmesiyle ebeveynlerin yeni telaşı başladı. Okullarından mezun olup yeni bir eğitim kademesine geçenleri tebrik ederiz. Üniversiteyi bitirip hayat yolculuklarının yeni adımını atanlara kolaylık, huzur ve umut ettiklerini gerçekleştirmek için cesaretlerini toplayarak atacakları yeni ve kavi adımlarında başarılar dileriz.
Bugün eğitim yolculukları devam eden çocuklarımızın kitap, hayat ve diğer okuma materyali ile ilişkileri üzerine söyleşelim. Okullar kapandığında çocukları ve ilk gençliklerini yaşayan, büyüdüklerini ve adam yerine konulmadıklarını, anlaşılmadıklarını düşünen çocuklarımızı ne yapmalı?
Çocuğun tanımı oldukça geniş bir zaman aralığını kapsar: 0-18 yaş! Burada biz 6 yaş üstü okul sıralarında mesaiye başlamış çocuklara yönelik düşüncelerimizi sanat, edebiyat ve bunun çocuğun hayatına etkileri üzerinde durma çabasındayız. Çocukların çocukluk, ergenlik ve ilk gençlik dönemlerinde karşılaşacakları ve okuyacakları dergi kitap ile kültür, sanat ve edebiyata dair eserlerin ileriki yaşlarda akademik ve sosyal gelişimlerine yapacağı katkı ve çocuk için sağladığı avantajları, olumsuzlukları kıyısından köşesinden duyurmaya çalışacağız.
Seçilen nitelikli edebî metinlerin çocukluk ve ilk gençlik eğitimleri dönemlerinde çocukların fizikî, zihinsel, sosyal, duygusal ve ahlâkî gelişimini olumlu yönde geliştirdiği ve kelime hazinelerini genişleterek dili doğru kullanmalarına imkân sağladığı, anlama kapasitelerini artırdığı bilinmektedir. Hatta çok kitap okuyanların sınavlarda yaşıtlarından daha başarılı oldukları istatistiki bir veri olarak kayıtlara geçmiştir. Ayrıca küçük yaşlardan itibaren eğitim süreçlerinden mahrum bırakılmış dergi ve kitapla ilişkisi kesilmiş gençlerin başarısız oldukları, sosyal hayatta insanlarla doğru ve özgüvenli bir iletişim kuramadıkları gözlemlenmiştir. Okumak ve okumayı “boş zaman / vakit doldurma” aracı olmaktan çıkarmak insanın hayatını iyileştirdiği ve zihin konforuna katkı sağladığı, yalnızlık korkusu / tedirginliği yaşamadığı yapılan tespitler arasındadır.
Genel anlamda kitaplar, insanın tarih boyunca yaslandığı medeniyetlerin ve devlet kurumlarının ürettiği savaşlar, sebep oldukları ıstırap ve sefalet ile onların dindirilmesini ve farklı dönemlerde insanların sevinç ve ıstıraplarının anlatılarını bize aktarır. Kitaplar, insanların yaşadığı acımasızlık ve gaddarlığın, adalet arayışının ve adaletin, savaş ve barışın, aşk, mutluluk, huzur ve sefaletlerin tutanaklarıdır. Ve kitaplar farklı inançların, efsanelerin, kültürlerin, masalların, inançlar üzerinden altın nesil vaatlerinin anlatıldığı ve her bir sayfasında farklı heyecanların, hayal kırıklıklarının, mutluluk ve hüzünlerin yaşandığı sihirli kutulardır. Artık altın çağların gelecekte yeniden gerçekleşeceği efsanesini gözyaşları içinde anlatan mesihçi / dini-dar anlatıcılara fırsat vermeyecek düşünmeyi ve sorgulamayı önceleyen bir nesil için doğru metinler ve sahih bilgi içeren kitaplar seçilmeli, çocuklara servis edilmeden okunmalıdır. İnsanlığın ortak paydası adalet, hukuk, hak, ahlak, saygı, birlikte yaşama, paylaşma ideallerine inanan, ötekileştirmeyen ve öteki olmayan bir nesil için seçilecek dergi ve kitaplar yaşadığımız coğrafyanın değerler hiyerarşisine, inanç ve akideye uygun olmalı; materyalist, gayriahlâkî ve mesihçi menkıbelerden arındırılmış olmalıdır. Yazdıkları kitaplara kutsiyet kazandırmak maksadıyla “Bu eser bana yazdırıldı”, “Bu kitap Allah tarafından inzal olunmuş, Allah tarafından korunmuş” notu düşülerek beşer sözünü kutsayan metinleri içeren kitaplar aklı esir alan metinler hanesine yazılmalı ve gençlerden uzak tutulmalıdır.
Medeniyetimizin ve gönül coğrafyamızın çocukları öncelikle Kuran’la tanıştırılmalıdır; çünkü vahiy “kendi içinde apaçık ve tutarlı olan ve gerçeği bütün açıklığıyla ortaya koyan ilahî kelâmın mesajlarıdır” (Kuran:26/2) ve "Düşün özünde apaçık olan ve hakikati bütün açıklığıyla ortaya seren bu ilahî fermanı: onu, düşünüp kavrayabilmeniz için Arapça bir hitabe yaptık" (Kuran: 43 / 2-3).
İlk gençlik ve gençlik dönemi insanın hayatının şekillendiği ve insan-insan ilişkisi, insan-evren ilişkisinin sorgulandığı; insanın hayata ve varoluşa dair sorularının sorulduğu, varoluş sebeplerinin sorgulandığı, serazat arayışların çoğaldığı, kimlik ve kişiliğin şekillendiği/şekillendirildiği dönemdir. Kimlik ve inanç aidiyetleri de bu devrede sorgulanmaya başlar. "Ben kimim ve bu hâl neyin nesi" diye soran genç gelecekteki hayatını doğru şekillendirmek için doğru ve tatmin edici cevaplara ulaşmalıdır.
Bu meselenin ülkemiz ve gönül coğrafyamızla sınırlı olmadığının şuurunda kalarak "gençler yaşadıkları dünyaya hangi değerlere yaslanarak bakmalı ve kimlik sorgulamalarını hangi kriterlere göre yapmalıdır?" sorularının sorulmasından rahatsız olunmamalıdır. Yukarıda işaret ettiğimiz gibi bu sorulara aklı kiralayacak mesihçi cevaplar yerine rasyonaliteye dayanan insani kavrayışı güçlü kılan doğru cevaplar verilmelidir.
Bu ve benzer kaygılar dikkate alınarak ve farklı meselelere özel cevaplarla odaklanan ve bunlara ikna edici cevaplar verebilen eserler seçilmelidir. Bağnaz, dogmatik ve fanatik anlayış ve algılardan uzaklaşarak ve alternatif fikirleri dışlayan yöntemlerden de kaçınmak gerek.
Bu endişeleri gidermek ve gençlerle edebiyat dergiciliği üzerinden iletişim kurmak üzere Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği çocuk – genç grubunu muhatap alan “bir bahar müjdecisi KARDELEN çocuk” ismiyle bir dergi yayımlamaya başladı. Sahipliğini kurum adına genel başkan Ekrem Erdem’in yaptığı derginin genel yayın yönetmeni Elif Tokkal.
Kardelen Çocuk’un Yayın Kurulu’nda çocuk yayıncılığı alanında uzman isimler yer alıyor; Prof. Dr. Ali Fuat Arıcı, Uzm. Psk. Ebru Adalı Yayman, Doç. Dr. Evrim Ölçer Özünel. Seçkin ve tecrübeli Yayın Kurulu’yla uzun soluklu olacağını muştulayan derginin ilk sayısında Elif Sena Pınar (Kapak), Abdullah Gök, Gökhan Özdemir, Merve Tunç (Arka Kapak), Zeynep Begüm Şen, Sümeyra Dönmez çizgi ve resimleriyle yer aldı. İki ayda bir yayımlanacak olan Kardelen Çocuk dergisinin ilk sayısında metinleriyle yer alan isimler ise şöyle: Elif Tokkal, Yücel Öztürk, Ahmet Melih Karauğuz, Yücel Feyzioğlu, Neslihan Biçer, Ayşegül Sözen Dağ, Muhammed Kerem Ertaş, Büşra Tümkaya, Hülya Ertem, Ayşe Şeker Kılıç, Gürbey Lüy, Tuğba Coşkuner, Birben Özdemir, Emel Bal, Elif Köroğlu, Feyza Şahin, Kevser Yılmaz. Dergide Türkçe'nin doğru kullanımı, tarihi şahsiyetler, eğlence-bulmaca köşesi de unutulmamış. Yolculuğu kutlu olsun.