Mısır’da halkın özgür iradesiyle seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi’yi devirmek için Abdülfettah El Sisi komutasında gerçekleştirilen askeri darbenin başlıca mimarlarından Mısırlı gazeteci-yazar Muhammed Hasaneyn Heykel, Çarşamba günü 93 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Heykel, Mısır’ın ünlü diktatörü Cemal Abdunnasır’ın yakın dostu ve has adamıydı.

Onun sayesinde El Ehram’ın genel yayın yönetmeni oldu.

Abdunnasır’ın kızı Hüda, babasının basın danışmanı gibi görev yapan Muhammed Hasaneyn Heykel’i “Babamın dünyaya açılan penceresiydi” şeklinde tanımlar.

Abdunnasır’ın mezarı üzerinde yazan “Milleti için yaşayan ve bu uğurda şehit olan adam” ifadenin Heykel’e ait olduğunu söyler.

Cemal Abdunnasır’ın oğlu Abdülhakim de Heykel’in ailelerinin bir ferdi gibi olduğunu belirterek, babasıyla Mısırlı gazeteci arasındaki ilişkinin bir cumhurbaşkanıyla bir gazete genel yayın yönetmeni arasındaki ilişkiden çok daha ötede olduğuna dikkat çeker.

Muhammed Hasaneyn Heykel, gazetecilik gereği ve Abdunnasır’a yakınlığı sayesinde yaşamı boyunca dünyanın dört bir yanından gazetecilerle ve politikacılarla görüştü, birçok olaya yakından tanık oldu.

O görüşmelerden kalan hatıraları daha sonra yazılarında ve televizyon programlarında sıkça kullandı.

Heykel’in hatıra olarak anlattığı birçok olayın ve konuşmanın aslı olmadığı söylenir.

Çünkü anlattıklarını doğrulayacak veya yalanlayacak hiç kimse kalmamıştır.

Asker yanlısı Heykel, aynı zamanda koyu bir Müslüman Kardeşler düşmanıdır.

3 Temmuz’da Abdülfettah El Sisi’nin subaylara hitaben yaptığı konuşmayı bizzat Heykel’in kaleme aldığı söylenir.

Mısır’ın İran’la ilişkilerini geliştirmesi taraftarıdır.

Bu nedenle İrancılar tarafından sevilir ve “büyük gazeteci” kabul edilir.

Muhammed Hasaneyn Heykel’in oğlu Hasan, hakkında açılan yolsuzluk davaları nedeniyle ülke dışına kaçmıştı.

Mısır İçişleri Bakanlığı, Hasan’ın babasının cenaze törenine katılması için ülkeye dönmesine izin verdi.

Cenaze töreninin ardından bir süre taziyeleri de kabul ettikten sonra kaldığı yerden kaçmaya devam edecek.

Bu arada, Heykel’in yurt dışına kaçmak zorunda kalan oğlu Hasan ile ilgili problem çözülmediği için son günlerde Abdülfettah El Sisi ile arasının bozuk olduğu, El İttihadiye Sarayı’ndaki görüşmede darbe liderinin kendisine önerdiği askeri cenaze törenini reddettiği, hatta son günlerde ilaçlarını almayarak bir an önce ölmek istediği rivayetleri var.

Heykel’e yakın isimlerden gazeteci Abdullah El Sinnavi, El Şuruk gazetesinde yayınlanan “Uzun günün sonu” başlıklı makalesinde, Mısırlı ünlü gazetecinin son günlerini acınacak bir halde ve hastanede cihazlara bağlı geçirmek istemediğini öne sürer.

El Sinnavi, Heykel’in yaşamın bir gün ve gününün de uzun olduğuna inandığını söyler.

Heykel’e yakın bir diğer gazeteci Cemal Fehmi de yine Mısırlı gazetecinin son günlerinde ilaçlarını almayı ve yemeyi bıraktığını, ailesine “Yolculuk sona erdi” dediğini aktarır.

Bu dünya elbette kimseye bâki değil.

Binlerce masum insanı öldüren ve cezaevlerine doldurarak işkence eden askeri darbeye verdiği destekle hayatını noktalayan Heykel, herkes gibi tüm yaptıklarının hesabını Allah’a verecek.

Orada Abdunnasır’la, şu veya bu dünya lideriyle ya da ünlü gazeteciyle dostluğu da işe yaramayacak.