İsrail tüm dünyanın gözleri önünde uluslararası hukuku ve uluslararası kuruluşları yok sayarak Gazze’deki soykırıma son sürat devam ediyor. İsrail her geçen gün yeni katliamlara, vahşetlere imza atıyor; dur durak bilmiyor, yakıyor, yıkıyor, öldürüyor.

İsrail ordusu hiçbir savaş kuralını tanımıyor. Ne siviller, ne çocuklar, ne kadınlar, ne yaşlılar, ne hastaneler, ne mabetler ne de sivil yerleşim yerleri İsrail ordusunun gözünde dokunulmaz değil.

Batı basını, “Sivillerin ve çocukların ölmesi acı verici ama savaş zamanı bazı durumlar meşru olabilir” diyerek İsrail’in soykırımını meşrulaştırıcı yayınlar yapıyor.

Batılı devlet adamları Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin savcısını arayarak Netanyahu ve İsrail aleyhinde karar almaması için tehdit ediyor.

Bir Batılı liderin, mahkemenin savcısına söylediği sözler, nasıl bir apartheid sistemi içerisinde yaşadığımızı bir kez daha inkâr edilemez bir biçimde ortaya koyuyor.

Batılı lider, savcıya aynen şunları demiş: “Biz bu mahkemeyi Afrikalı ülkeler ve Putin gibi haydut liderler için kurduk.”

Bu cümle, bugün nasıl bir dünya içerisinde yaşadığımızı; dünya sisteminde kimlerin efendi, kimlerin ikinci sınıf insan olarak görüldüğünü bir tokat gibi suratımıza çarpıyor.

Garpzedelerimiz ayılırlar mı o derin Batı rüyasından bilinmez ama işte acı gerçek gözlerimizin önünde inkâr edilemez bir şekilde duruyor.

Sosyal medyada karşıma çıkan bir duvar yazısı aslında her şeyi çok güzel özetliyor; “Senden de Filistinlilerden nefret ettikleri gibi nefret ediyorlar, sadece sıran gelmedi.”

Doğru değil mi?

Yıllardır sözüm ona müttefikimiz olmalarına rağmen bu milleti terörle terbiye etmeye çalışıp güya teröre karşı küresel savaş ilan edenler onlar değil mi?

Demokrasiyi yüceltip bu ülkeyi kontrol altına almak için askerî darbeler organize edenler, başarısız olunca darbecilere ülkelerinde mülteci statüsü verip koruyanlar onlar değil mi?

İşte Filistinliler ödedikleri ağır insani bedelle hem Filistin’deki vahşi işgali hem de bu küresel apartheid sistemini bir kez daha deşifre etti.

Bir kez daha diyorum; çünkü tarihe bakanlar Srebrenitsa soykırımı, Karabağ’ın işgali, Irak’ın işgali ve kurulan işkence hapishaneleri gibi bu sistemin deşifre olduğu yüzlerce örnek bulabilirler.