Lokanta ve kafelerde ilginç bir uygulama başlatıldı.

Yeni yılla birlikte lokanta, pastane, kafe vb. yeme içme mekânlarında fiyat listesi asma zorunluluğu getirildi.

Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan bu yeni yönetmeliğin gerekçesi ise tüketici şikâyetleri.

Yönetmeliğin içeriğinde özetle, “Tarife ve fiyat listelerine ilişkin belgeler lokanta, restoran, kafe, pastane ve benzeri yiyecek ve içecek hizmeti sunulan iş yerlerinde giriş kapısının önüne ve hizmet sunulan masaların üstüne, tüketiciler tarafından kolaylıkla görülebilir ve okunabilir şekilde konulacak.” deniliyor.

Eskiden esnaf lokantalarında olurdu, mekânın en alımlı noktasında “Müşteri velinimetimizdir.” yazılı pirinç çerçeveli bir levha görürdünüz, onun hemen altında yer alan listede ürün çeşitlerini ve fiyatları inceleme fırsatınız olurdu.

Yeme içme mekânlarında sınıf kompleksi, konsept karmaşası, dünya mutfağı furyası başlayınca bu tür uygulamalar da terk edilmeye başlanmıştı.

Uygulama ne durumda diye merak edenleriniz varsa arz edeyim.

Asayiş berkemal. Devlet emreder de esnafımız uygulamaz mı? Bihakkın uygulanıyor!

Neyse…

Tekrar başa dönüyoruz.

Gelen şikâyetleri değerlendiren Ticaret Bakanlığı, “yeme içme mekânlarında sunulan ürün ve hizmet fiyatlarında, enflasyon oranının ve maliyetlerin çok üzerinde, devamlı fiyat artışları yapıldığına” dikkati çekiyor.

Fiyat listesinin görünür bir yerde olmaması, tüketicilerin tam ve doğru bilgilendirilmemesine, dolayısıyla da ekonomik çıkarlarının korunması amacına engel teşkil ediyormuş.

Konuyla ilgili bir açıklama da Tüketiciler Derneği Genel Başkanı Levent Küçük’ten geldi. Mevcut uygulamaya desteğini açıklayan TÜDER Başkanı Levent Küçük’e göre, “fiyat listesi asma zorunluluğu” rekabet şartlarına olumlu yansıyacağı için fiyatların düşmesine katkı sağlayabilecek.

Şikâyetlerin sona ermesi ve olası tüketici mağduriyetlerinin önüne geçilmesi amacıyla hazırlandığı söylenen “Fiyat Etiketi Yönetmeliği”nin hazırlanma aşamasında, ilgili sektör temsilcileriyle meslek kuruluşlarından görüş ve destek alınmış.

Yeni yönetmelikle neyi çözmüş olacakmışız?

Pahalılığı!

Başka?

Suistimalleri!

Daha başka?

Müşteri kandırmayı!

Tüketici yiyecek ve içecek mekânlarına gidince, daha içeri girer girmez fiyat tarifesini görüyor ve bu sayede kazıklanmıyor!

Ne kadar güzel..

Mağduriyetler son bulacak, tüketici çıkarları korunacak, esnaf ahlakı terbiye edilecek.

Başka bir ifadeyle, fiyat listesine esnaflık da dâhil mi acaba?

Rekabet şartları on numara, tercih hakkı eksiksiz, şeffaflık yerli yerinde, cömertlik desen mayamızda var!..

Mutlu müşteri, mutlu tüketici, mutlu vatandaş!

Güzel hayaller bunlar.

İyi de!

“Ahlak” erozyonunu nasıl tamir edeceğiz, insafsızlık problemini nasıl terbiye edeceğiz, açgözlülük tehlikesini nasıl bertaraf edeceğiz, mesleki yetersizlik problemi için hangi yönetmeliği çıkarmalıyız?

Geleneksel Türk mutfağı? Son demlerini yaşıyor!

Bol kepçe kavramı? Sizlere ömür!

Peki ya ucuzluk? Hak getire!

Ama olsun!

12 aylık dönemde yaklaşık 40 milyon lira ceza kesmişiz!

Tekrar hatırlatmakta fayda var.

Tek başına ceza uygulamasıyla hiçbir yere varamayacağımızı ne zaman anlayacağız?

İster usta çırak ilişkisi deyin, ister uygulama okulları…

İşin en önemli ayağı eğitim. Türk mutfağıyla ilgili nitelikli eğitim vermelisiniz. Türk mutfağı eğitimi, meslek ahlakı eğitimi, sofra adabı eğitimi, kanaat eğitimi, paylaşma eğitimi, cömertlik eğitimi, misafirperverlik eğitimi, müşteri memnuniyeti eğitimi, ham madde kullanımı eğitimi, orijinal reçetelerin mutfağa hâkim olması eğitimi…

Bu süreci yeterli ve yerinde denetim takip etmeli. Bütün tedbirlere rağmen ihmal ve ihlal görülürse yaptırım uygulamalısınız. Hem de en ağır cinsinden!