Son 10 yılın verilerine bakıldığında sırasıyla Türkmenistan, Çin, Etiyopya, Özbekistan, Myanmar, Hindistan, Laos, Gürcistan, Moğolistan ve Panama dünyada en fazla zenginleşen ülke kategorisinin ilk 10 sırasını oluşturmaktadır.

Bu kategoride zenginleşme olarak ülkenin kişi başına düşen gelirinin ne kadar arttığı veri olarak kabul ediliyor.

Örneğin Türkmenistan ın kişi başına düşen geliri 6545 $’dan 17347 $’a yükselerek listenin en başında yer almıştır. Çünkü bu ülkede kişi başına düşen gelir 2.65 kat artmıştır.

Bunun anlamı Türkmenistan’da yaşayan bir vatandaşın 2016 yılında aldığı ortalama maaş veya kazandığı ortalama tutar 1000 $ ise 2017 yılında aynı maaş veya tutar ortalaması 2650 $ olmuştur.

Listenin 6. sırasında yer alan Hindistan da ise aynı gelir 3227 $’dan 6658 $’a yükselmiş ve büyüme oranı 2.06 oranında gerçekleşmiştir. Hindistan nüfusu göz önüne alındığında yükseliş oranının ne kadar yüksek olduğu çok daha iyi anlaşılabilecektir.

Aynı şekilde Hindistan’daki vatandaş ise 2016 yılında ortalama 1000 $ kazanırken 2017 yılında kazandığı ortalama olarak 2060 $’a yükselmiştir.

Buradaki verilerin insanların tamamının yaşamına yansıdığını görmek pek mümkün değildir. Bu ülkelerde halkın büyük çoğunluğu hala sefil bir hayat sürmektedir.

Fakat kişi başına düşen gelirdeki yükseliş aynı oranda devam ederse yani sürdürülebilir bir yükseliş sağlanabilirse her yıl bu ülkelerde yaşayan insanların sefaletten hızla uzaklaştığını görmek mümkün olabilecektir.

Bu anlamda ancak gelir ülkenin geneline yayılabilirse yani herkesin gelir seviyesi aynı derecede yükselirse vatandaşın finansal refahı artmış olacaktır.

Aksi takdirde sosyal ve finansal refaha sadece ve sadece toplumun belirli bir kısmı sahip olacaktır.

Diğer taraftan gelir adaletsizliğin yaşandığı 10 OECD ülkesine baktığımız zaman ise karşımıza gelişmiş finansal ve ekonomik yapılanmalara sahip ülkelerin de olduğu gerçeği parlayan bir güneş edasında çıkmaktadır.

Liste şu şekilde; Şili, Meksika, Türkiye, ABD, İsrail, Estonya, Birleşik Krallık (İngiltere, Galler, İskoçya, Kuzey İrlanda), Letonya, İspanya ve Yunanistan.

Dünya üzerinde gelir adaletsizliği son 30 yılın en yüksek seviyelerinde gerçekleşmektedir.

Gelişmiş ülke kategorisinde değerlendirilen ABD de bir tarafta milyar dolarlarla ifade edilebilen geliri olan insanlar yaşamlarını lüks ve şatafat içerisinde sürdürürken diğer taraftan ise ay sonunu nasıl getireceğini düşünen insanların sayısı oldukça fazladır.

Aynı zamanda dünyanın en fazla borcu olan ülkesi olan ABD nin bu borç yükünü hafifletebilmek için on binlerce km öteye Suriye ye geldiğini de hatırlatmak isterim.

Yıllardır sömürülmüş ülkelerin son yıllarda kendi yeraltı ve yerüstü zenginliklerini kullanabilme yetenekleri sayesinde finansal refahın artmaya başladığı bir kutup bulunurken bunun tam karşısında ise gelir adaletsizliğinin arttığı bir diğer kutup yer almaktadır.

Zenginleşen kutupta gelirler toplumun tüm katmanlarına dağıtılmaya çalışılırken gelir adaletsizliğinin yüksek seviyelerde olduğu ülkelerde maalesef gelirler belirli bir katmanın dışarısına çıkarılmamaktadır.

Finansal ferahın artması için kişilerin kendilerine düşen asıl görevi şu şekilde açıklamak mümkündür.

Öncelikle herkes tüm harcama alışkanlıklarını değerlendirerek nerede nasıl bir harcama politikası belirleyeceğini düşünmeli sonrasında da bunu uygulamalıdır.

Bunu yaptığımız zaman ekonomideki tüm taşlar sağlam bir şekilde yerine oturacak ve zamanla refah seviyesi yavaş yavaş yükselmeye başlayacaktır.

Finansal piyasalarda en anlamlı yükseliş türü yavaş yavaş ve sürdürülebilir olandır.

Çünkü hızlı yükselişlerin düşüşü de oldukça hızlı olmaktadır.

Sanal paraların yükseliş ve iniş trendine bakıldığı zaman bu örneklem çok daha iyi anlaşılacaktır.