İşgal rejimi cumhurbaşkanlarından Şimon Peres’in ölümü Filistin’de İslami Direniş Hareketi “Hamas” ve mevcut Fetih liderliği arasındaki görüş ayrılığının ne kadar derin olduğunu birkez daha gözler önüne serdi.
Filistinli hiçbir şehit için gözyaşı dökmeyen Abbas, işgal yönetiminin özel izniyle katıldığı Kudüs’teki cenaze töreninde gayet üzgün bir görüntü verdi.
Netanyahu’ya ve Peres ailesine başsağlığı diledi.
Taziye çadırında uzun süredir görmediği Tzipi Livni’yle hasret giderdi.
Abbas’ın ve beraberindeki heyetin Peres’in cenaze törenine katılmasına ve işgal rejimi eski cumhurbaşkanını “barış kahramanı” olarak tanıtmasına Filistinliler doğal olarak büyük tepki gösterdi.
Filistin Yönetimi Başkanı’nın bu tavrı, Filistin davasına ve halkına ihanet olarak nitelendirildi.
Hamas liderlerinden Halil El Hayye, “Peres de barış adamıysa o zaman işgal rejiminde katil kim?” diye sordu.
Fakat neticede katiline aşık olmak diye birşey var.
İşgal rejimi parlamentosu Knesset’teki Arap milletvekilleri, Abbas’ın ve yakın çevresinin aksine ilkeli ve onurlu bir tavır sergileyerek Cuma günkü cenaze törenini boykot etti.
Peres’in Yahudi yerleşiminin öncüsü ve işgal rejimi nükleer programının fikir babası olduğunu, 1996’da Lübnan’ın güneyinde gerçekleştirilen Kana Katliamı’ndaki sorumluluğunu hatırlatarak, “Bizden cenaze törenine katılmamızı bekleyenlere şaşırıyoruz” dediler.
Abbas yanlıları, Filistin Yönetimi Başkanı’nın üst düzey bir heyetle Peres’in cenaze törenine katılmasını, “Barış düşmanı görünmemek için katıldı” türünden anlamsız bahanelerle savunmaya kalkışsalar da sorun daha derinlerde.
Ortada çok büyük bir inanç ve zihniyet problemi, kraldan çok kralcı ve Siyonistten daha ileride Siyonist olma durumu var.
Örneğin Ramallah’taki Filistin Başkadısı ve Abbas’ın dini işler danışmanı Mahmud Hebbaş, “Hz. Peygamber bugün hayatta olsaydı -hâşâ- Peres’in cenaze törenine o da katılırdı” iddiasında bulundu.
İşgal zindanlarında tutulan Fetih üyesi esirlerin sözcüsü Rebi’ Ebu Leyl, yayınladığı taziye mesajında, “Hepimiz barış insanı Peres’e saygı duyuyoruz” dedi.
Adam sanki işgal zindanlarında esir değil de Peres ailesinin misafirhanesinde konuk.
Filistin askeri irtibat birimi halkla ilişkiler sorumlusu Binbaşı Üsame Mansur, Peres’in cenaze törenine katıldığı için Abbas’ı eleştirince işinden kovuldu.
Abbas’a bağlı güvenlik birimleri bununla da yetinmeyerek Mansur’u gözaltına aldı.
Filistinli binbaşının Tulkerem’deki evinde arama yapıldı ve evin adeta altı üstüne getirildi.
Fetih’e ve Filistin Yönetimi’ne hakim zihniyetin işgalcilere duyduğu muhabbetin eleştirilmesine dahi tahammülü yok.
Fetih sözcüsüne göre Peres’in cenaze törenine katılmasını eleştirenler bulanık suda balık avlamak ve devleti yıkmak istiyorlarmış.
Olayın trajikomik yanı şu:
Ortada bir devlet yok ki yıkılsın.
Bahsettiği işgal rejiminin bekçiliğini yapan ve Oslo Anlaşması’yla kurulan ucube yönetim ise hiç korkmasınlar.
İsrail ve hâmisi Amerika, o sanal devletin yıkılmaması için ellerinden geleni yapar.
Mahmud Abbas ve yakın çevresinin Peres’in cenazesine katılmasına Fetih tabanında ve özellikle üniversiteli gençler arasında da tepki var.
Birzeit Üniversitesi’ndeki Fetih üyesi öğrenciler Abbas’ın istifa etmesini ve Filistin halkından özür dilemesini istedi.
Fakat o gençlerin hareket üzerinde herhangi bir etkisi -maalesef- yok.
Tepede ipler tamamen Abbas’ın ve kendisiyle aynı zihniyetteki adamların elinde.
Hebbaş’ın ve Ebu Leyl’in açıklamaları başka birşeyle izah edilemez.