İnsan olabilmek, insan kalabilmek, erdemli davranabilmek hangi dönemde olursa olsun, insanlık için temel bir gerekliliktir.

İnsan neye inanırsa inansın, kendini nasıl tanımlarsa tanımlasın veya hangi ideolojiyi benimserse benimsesin, bu farklılıkların ötesinde bir şey vardır: İnsani erdemler.

İnsanlık tarihi boyunca farklı inançlar, ideolojiler ve dünya görüşleri tarafından şekillendirilen bireyler, birbirlerine yardım etme, iyilik yapma ve olumlu bir değişim yaratma konusundaki ortak değerlerde birleşmişlerdir.

Ancak, bu insani erdemi ortaya koyamayan kimselerin, iyi niyetlerinden, doğru sözlülüklerinden veya sözlerine sadakatinden bahsetmek ne yazık ki zordur.

Niyeti kötü olan bir kişiden hayır konuşmasını beklemek ise tam anlamıyla beyhudedir.

İdeolojik taassup veya körü körüne bağlılık, doğruyu görmeyi engelleyebilir; iyi bir şeye destek olmayı reddetmek veya muhalif görülen bir düşünceye veya gruba ait güzel adımları görmezden gelmek, bu tür kişilerin karakteristik özelliklerindendir.

Onlar, yapılana değil; yapanın ideolojisine, inancına, düşüncesine ve hangi gruba ait olduğuna odaklanırlar.

Bu düşünce, söz ve davranışlarını şekillendiren temel bir etmendir.

Muhalif oldukları düşünce veya gruba yönelik ideolojik bakış açıları, genellikle olumsuz bir algı oluşturur.

Muhalif görülen her şeyi eleştirmek ve eksiklik aramak, onların temel yaklaşımını belirler.

Ancak, bu kişilerin en iyi yaptıkları şey, görmek istedikleri şeyi yani olumsuz algıyı oluşturmak ve muhalif olarak gördükleri şeyleri yıpratmaya çalışmaktır.

Aslında dillendirdikleri şey, görmek istedikleri şeydir.

İlk bakışta erdemsizlik olarak görünen bu çaba, sonunda ihanete dönüşebilir.

Bu tür kişiler, kendi çıkarları doğrultusunda hareket ederler ve amacı sadece üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir.

Yapılan iyi bir şeyi görmek, takdir etmek veya teşekkür etmek gibi olumlu davranışları genellikle bu kişilerde bulamazsınız.

Bu nedenle bu kişilerden destek beklemek veya samimi ve güzel bir söz duymak mümkün değildir.

Çünkü bu tür kişiler vefasızdır.

Vefayı anlatmak veya onlardan vefa beklemek, onların temel karakteristik özelliklerine aykırıdır.

Erdemsizliği tercih edenlerden, ideolojilerinin gözlerini kör ettiği kişilerden erdemli bir tavır beklemek gerçekçi değildir.

Ancak ve ancak insanlar arasında daha fazla anlayış, empati ve hoşgörü geliştirmekle, bu tür olumsuz yaklaşımları aşabilir ve daha insani bir toplum inşa edebiliriz.