Kâri sinemde feryat var bu gece, ateş var ki söndürsem sönmeyecek, ummanlara girsem elemi dinmeyecek bir acı var. Yine mahcubum, yine güçsüzüm ve yine utanıyorum ve sonra yine şükrediyorum utanabildiğime. Konuşmak istemiyorum zira biliyorum ki konuşursam kelimelerim galiz küfürler savuracak lisanımdan, konuşursam edep örtüsünü atacak başından cümlelerim, konuşursam titreyecek mürekkep kokan ellerim. Utanmışlığım var avucumda bile ve bu gün bir burukluk var tuttuğum orucumda bile.

Şehadet güzel şey. Sen de bilirsin ben de bilirim bunu kâri. Ve hatta ölmek dahi güzel şey… Lakin ah seni öldüren ki şerefli olacak, namuslu olacak, en ziyade adam olacak kâri. Vatan uğrunda can vermişlik değil can yakan, can yakan haysiyetsizliği karşıdakinin. Şerefi, onuru, haysiyeti bilecek düşman dediğin dahi. Düşmanın bile iyi olanı gerektir bizim gibi millete. Düşmanın dahi adam olanı gerektir. Şehadet güzel şey ve hatta ölüm bile güzel lakin düşman adam olmalı ki yanmasın geride kalanların canı, onurları kırılmasın. Onurumuz kırılmadı elhamdülillah.

Hangi millet vardır bilmem, bilemem ki bir baba, evladını daha gencecik yaşında toprağa vermiş bir baba “vatana feda olsun” diyebiliyor. Allah’ım bu nasıl samimiyet, bu nasıl teslimiyet bu ne güzel bir ölüme niyet! Şerefimiz var, var elhamdülillah. Evladım vatana feda olsun diyen babalarımız var elhamdülillah.

Yine şehit haberleri, yine anaların feryadı, gözyaşının rengi, feryadın lisanı yok. Lakin ben yine de şükrediyorum kâri. Hamd ediyorum ki halen dahi bu vatan uğruna serden geçecek yiğitler var, cenneti kendine mesken edecek erler, baruttan, ateşten, çelikten ve demirden daha kavi sinesi olan askerler var. Halen dahi bir yerlerde vatan uğruna can veren, vermek için dua eden, duasına amel eden ve nurdan bir yolda geri adım dahi atmadan giden güzel insanlar var. Onlar ki var elhamdülillah…

Bir karış toprak yok ki şu memleket içinde ucuza alınmış olsun. Ve hatta bu memleketin şu anki sınırlarının dışında dahi Türk toprağı olan altında onuruyla, şerefiyle nur içinde yatan yiğitlerimiz var. Ki onlar oralarda yattıkça bizimdir her karışı. İster ismine Türkiye desinler ister demesinler. Lakin biz ki nasıl şehadete uçan dedelerimizle iftihar ediyorsak şairin lisanıyla “Altında dedem yattıkça benimsin ey güzel toprak” diyebilsin torunlarımız diye canlarını feda etti onlar da. Biz ki şehit oğlu şehit bir millet… Kanı bozuklara verecek değiliz ya bu firdevsî vatanı. Hamasi nutuklar atmak istemiyorum. Lakin ciğerim yanıyor.

Kâri! Ciğerimde bir ateş topudur ki sönmeye yüz tuttukça ateşe çalıyor yine. Bir yerden biri çıkıp ateşime karşı haykırıyor “Şehitler ölmez.” Sonra bir ayetin en deruni manası fısıldanıyor hüznümün kulağına “Allah yolunda ölenlere ölü demeyiniz.” Ölüm şehitleri öldüremiyor kâri. Onları görünce ölüm dahi ağlıyor sanıyorum. Ve tenha bir köşeye düşürüp her şeyimi ağlıyorum.

Ağlayabiliyorum elhamdülillah…