Birinden mi duydum, bir yerde mi okudum yoksa kendim mi yazdım tam olarak hatırlayamıyorum ama şöyle bir söz var hatırımda;
“Zalimin insafına bırakma mazlumu. Çünkü insafı olsa zalim olmazdı.”
…
Birkaç zamandır zihnimde bu söz dönüp duruyor. Öyle durduk yere değil elbette. Gördüklerim, duyduklarım ve seyrettiklerim sebep oluyor buna. Özel bir mana falan aramıyorum. Baya baya beton gibi dümdüz ve açık bir şekilde görüyorum bu sözde anlatılanı. Hani bir cümle bir resim olsa; okumasan da görsen onu, işte tam bu cümle şu an gördüklerimiz olurdu.
Biraz kapalı anlattım, farkındayım. Açayım…
Bir seneden fazla zamandır Gazze’de başlayıp da neredeyse o bölgenin tamamında süren katliam, zulüm, ölüm, insanlık suçları artık ne dersek; bütün melanet gözlerimizin önünde. Hepsi bir yaşarken ve öylece bakarken oldu. Terörist bir devlet sırf şeytani planları ve hayvani arzularıyla tüm dünyaya meydan okuyarak bebekleri, çocukları, kadınları, yaşlıları, hastaları, çaresizleri öldürdü durdu. Tüm dünya her ne kadar ses çıkarıyor olsa da, üzülüyor olsa da, sokaklara dökülüyor olsa da sadece seyretti bunu. Gerçeği söylemekten çekinmeye gerek yok; -hatta gereken çekinmemek- birçoğu da sadece sloganda ve sözde kaldı. Hatta bir gerçek daha var ki en gür ses ve en çok tepki de Müslüman olmayan milletlerden yükseldi.
Bunların hepsine rağmen bu terörist ve katiller “Siz kimsiniz?” der gibi gittikçe ve daha şiddetli bir şekilde zulme ve öldürmeye devam etti. Hatırlayın, diri diri yaktılar insanları. Hatırlayın, hastanelerde bombaladılar hastaları. Hatırlayın, okullarda öldürdüler çocukları. Hatırlayın, evlerinde katlettiler kadınları. Hatırlayın n’olur, unutmayın.
Peki, şimdi ne oldu?
Oradaki mazlum halk öle öle direndi elbette. Şerefli ve onurlu bir direniş ve haysiyetli bir ölümle dünyaya insanlığı yeniden hatırlattılar, kabul. Ama biz mi durdurduk yani bu zalimleri? Adamların keyifleri öyle istedi diye bir ateşkes yaptılar. Uzaktaki biri başkan seçildi diye, bunu seçimde malzeme etti diye, yani kendileri istedi diye, yani “şimdi canımız böyle istiyor” diye diye ateşkes yaptılar.
Bir daha ve ısrarla söylüyorum; şanlı Filistin direnişini asla küçümsemiyorum. Onlarla gurur duyuyorum. Ama biz? Sorum ve söylediklerim bize. Ateşkes oldu diye elbette sevinebiliriz. Oradaki mazlumlar bir gece rahat uyku uyusun yeter. Ama hangi hakla ve hangi yüzle sokaklara dökülüp de seviniyoruz ya da sevineceğiz? İşte ben bunu soruyorum.
Zalimin insafına bıraktık mı mazlumu?
Cevabını siz verin. Zira vereceğim cevap benim canımı yakıyor.