Bir asırda geldik ki bu bâzâr-ı fenâya

Sermaye-i irfanı olanlar zarar eyler

-Nef’î-

Dünyayı anlamaya çalışmak zor iş. Hele ki insanları anlamaya çalışmak beyhude, boş bir uğraş çoğu vakit. Gerekmez belki, o sebeple yalnızlık güzel muhtemelen, bilemiyorum. Lakin en derin işkencelere tutulduğun vakitler senin senelerce uğraşarak, gözünün nurunu dökerek, gayret denilen zor zanaatı öğrenerek kazandığın “hüner” denen şeyi birilerinin bir bitpazarında “hiç” denecek kadar az bir pula sattığı vakitlerdir. Satanları geç, onu oradan alanlara dahi acırım.

Öyle bir vaktine geldik ki biz bu âlemin, heybende ilim biriktirdiysen, zihnine televizyon denen deli aletini değil de kitapları yüklediysen, kelimelerle dünya kurup,  kalemden haneler inşa ettiysen, uyku denen nimeti zillet farz edip de geceleri rahmet addettiysen ve bütün bir kara geceye yazdıysan ilham deryalarını; âh ki sen o deli gömleğiyle gezen âdem kılıklıların gözünde Mecnun’un ayağına kapandığı o dört ayaklı mahlûktan kıymetsizsin. Onlar için sermayenin rengi yeşildir. İrfan denen, ilim denen “şey” ise, “şey”dir işte onlar için.

Ah içinde yaşadığımız şu zaman insanları insanlara düşman ediyor. Dil denen ve ne elem ki her ses veren varlığın kullanmasının yasak olmadığı bu uzva “silah” demiyor hâlâ insanlar. Oysa bildiğim her ne kadar silah varsa hepsinden daha ziyade ıstırap veriyor dil. O sebeple belki sükût etmek kelam etmekten daha asil geliyor bana. Çok konuşana çok susuyorum.

Amma biliyorum ki; ehl-i hünerin kadrini bilmek de hünerdir. Ve bunu böyle bilenlerin her haline imreniyor, yalnız onlarla hemhal olmak istiyorum. Ve şunu da biliyorum ki bizi kurtaracaksa yine ve her anlamda kitap kurtaracak. Zira inanıyorum üstadın söylediğine; mürekkebin akmadığı yerde akıyor bence de kan. Onun için belki de kültür, medeniyet, dediğimiz her ne varsa her zaman ama en ziyade şimdi ekmek, kadar, su kadar kıymetli ve ona hak ettiği o kıymeti vermek gerek. Öyle olmazsa şayet her şey noksan kalacak, yarım olacak…

Bu minvalde bir borç bilip de söylemem gerekenler var. Benim de ara ara etkinliklerine katıldığım ESKADER, (ki kültür ve sanat alanında samimi gayretlerle yaptıkları çok faydalı etkinlikler var. Ve bu hasbî gayretleri için tebrik etmek gerek) her yıl olduğu gibi bu yıl da ödüller verdi. Kültür sanat ödülleri bunlar. Ve pek çoğumuzun bundan haberi olmadı. Mehmet Nuri Yardım hocamın yazdığı bir metni görünce açıkçası utandım, kendimi de sorumlu hissettim ve en azından gecikmiş de olsam bahsini açmam gerektiğine kanaat getirdim. Zira haklıydı ve özetle şöyle demişti; Neden görmüyorsunuz?

Ben de görün istedim. Zira ehl-i hünerin kadrini bilmek de hünerdir…