Okulların ağustos ayının sonunda açılacağı açıklandı fakat salgının seyrine göre tekrar bir değerlendirme yapılacağıyla ilgili de açık bir kapı bırakıldı.
Haziran ayının başından itibaren yeni normale dönüş dönemi başladı fakat gerek yeni vaka sayılarında gerekse de yoğun bakıma ihtiyaç duyulan hasta sayılarında istenilen düzeylere gelinebilmiş değil.
Daha önce çok az vaka görülen illerde bile ciddi rakamlar görülmeye başlandığından herkesin çok dikkat etmesi gerektiği bir döneme girmiş durumdayız.
Özellikle önümüzdeki günlerde idrak edeceğimiz Kurban Bayramında ciddi bir hareketlilik olacağını varsaydığımızda dikkat seviyemizin en üst düzeye çıkarılması büyük önem arz etmektedir.
Okulların açılma tarihindeki belirsizlik eğitime yönelik sektörlerin ciddi anlamda sıkıntı yaşamasına sebep olabilir.
Şöyle ki kalem veya defter üretimi yapan bir şirket üzerinden örnekleme yapmamız gerektiğinde manzara şu olur.
Şirket okulların açılış tarihine göre ürünlerinin üretimini yapıp açılıştan en az bir hafta öncesinde tüm müşterilerine ürünlerini tam ve eksiksiz bir biçimde teslim etmesi gereklidir.
Ama şu durumda şirketin bu planlamayı yapması pek mümkün gözükmemektedir.
Piyasaları etkileyen en önemli etken belirsizliktir. Belirsizliğin olduğu yerde ne yatırım olur, ne üretim olur ne de alışveriş yani ticaret olur.
Düşündüğümüzde eğitime yönelik onlarca sektör var. Bunlardan bir diğeri de okullara öğrenci taşıması yapan öğrenci servisi sektörü.
Mart ayından beri bu sektördeki işletmelerin sıkıntıları her geçen gün artmıştır. Bunun üstüne bir de yeni eğitim – öğretim döneminde okulların açılmama veya geç açılma durumunda belki de sıkıntılar çok daha büyük boyutlara ulaşabilecektir.
Kırtasiye sektörünün büyük çoğunluğu okullara yönelik ürünler ürettiği ve pazarladığı için eğitim sezonunun başlangıç tarihiyle yakından ilgilenmek durumundadır.
Sezonun geç başlaması veya hiç başlamaması halinde kırtasiye sektörü içerisinde finansal yapısı çok güçlü olmayan birçok firma ciddi derecede zarar görecektir.
Eğitime yönelik sektörler derken bu sınıflandırma içerisinde en büyük sektör aslında özel okul sektörüdür. Dolayısıyla da belirsiz olan her durum özel okulları çok derinden etkileyebilir.
Böyle bir süreçte herhalde hiçbir özel okul yeni bir şube açmayı düşünmez, kadrosuna yeni eğitimcileri katmayı planlamaz ve yeni yatırımlarla ilgili geleceğe yönelik tüm planlamalarını askıya alır.
Böyle olumsuzlukların yaşanmaması adına yapılması gerekenleri şu şekilde sıralamak mümkündür:
Tarih geri alınmalı ve ülkemizde salgının seyir hızına bağlı olarak bilim kurulu ile yapılacak değerlendirmelerden sonra Ağustos ayının ikinci yarısında okulların açılıp açılmayacağına karar verilecektir şeklinde bir açıklama yapılmalıdır.Okulların açılmasına karar verilirse hangi tarihte açılacağı kesin bir ifade ile belirtilmelidir.Açıklama ile tarih arasında minimum 30 günlük süre olmalıdır ki sektörler hızlı bir şekilde hazırlıklarını yapabilsinler.
Okulların açılmaması veya geç açılması durumunda eğitime yönelik tüm sektörlere ciddi anlamda devlet teşvikleri sağlanmalıdır.Sektörler bu yıl sadece işletmelerini ayakta tutmaya odaklanmalıdır.Böyle belirsizliğin olduğu dönemlerde verimli üretim stratejileri uygulayan şirketlerin karlılıkları büyük oranlarda artacağı için her şirket üretimini hangi noktada tutması gerektiğini de iyi hesaplamalıdır.