Yıllardır üzerinde tartışma yapılan ve her seferinde herkesin üzerinde ‘Kürsü Dokunulmazlığı ile sınırlandırılmalıdır’ diye mutabık kaldığı Milletvekili dokunulmazlığı mevzusu yine gündemimizde.
Bu sefer de HDP’li bazı vekillerin PKK’ya silah taşıdığı iddiası, bazı vekillerin hedef gözetmeksizin sivil halkı vahşice katleden canlı bombaların taziyesine gitmesi üzerine gündeme geldi.
Devletler, vatandaşlarının; can, mal, ırz ve namus güvenliğini sağlamakla mükelleftir. Bu mükellefiyetini yerine getirmek için de hukuk çerçevesinde kalmak kaydıyla her türlü tedbiri almak zorundadır.
Bu tedbirlerin içinde şüphesiz ki; vatandaşının canına, malına kastedenlerle savaşmak kadar onları savunan, yardım eden ve katliamları, anarşizmi meşrulaştıranlarla da mücadele etmek vardır.
HDP’li yöneticiler ve vekiller çok iyi biliyor ki; kendilerine oy veren birçok Kürt, meşru siyasetin önü açılsın halkın kaderi Kandil’e bağlı kalmasın diye oy vermektedir. Ben ‘Meşru siyaseti, PKK ve Kandil’e karşı güçlendirmek için HDP’ye oy veriyorum’ diyen sayısız seçmen tanıyorum.
Eğer halkın barış, huzur ve refah için kendilerine teslim ettiği iradesini Kandil’e karşı koruyamayacak, şehirlerini, mallarını ve canlarını korumak için insiyatif almayacak; halkın iradesini götürüp Duran Kalkan ve Bese Hozat’a teslim edeceklerse onların ağzından çıkan her kelimeye itiraz ekmeksizin iman edeceklerse varlıklarını inkar etmiş olurlar ki öyle yaptılar.
Tüm kamuoyu şahit ki; PKK’nın Sosyalist devrim fantezisini hayata geçirme uğruna ilan ettiği ‘Devrimci Halk Savaşı’ ile birlikte Kürtlerin şehirlerinde çukur kazma, EYP döşeme ve sivillerin yaşam alanı olan şehirlerde Devlete savaş açma hezeyanına karşı; HDP vekilleri Kürtlerin yaşam haklarını savunmak için Devlete karşı verdikleri mücadelenin milyonda birini PKK’ya karşı vermemişlerdir.
PKK’nın savaşı şehirlere taşımasının yanlış olduğunu bireysel ve kısık bir sesle ifade eden bir-iki vekil de HDP yönetimi tarafından disipline verilmiş, uyarılmış, PKK medyası tarafından hain ilan edilmiş ve susturulmuştur.
Kaldı ki;
Kaldırılan sadece HDP vekillerinin dokunulmazlığı da değil, hakkında fezleke bulunan tüm siyasi partilerin mensubu olan milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılmıştır. Bunu ‘Kürtlerin iradesine müdahale ediliyor’ diye lanse etmek doğru ve haklı değildir.
Ayrıca Kandil ve HDP yönetimi zaten her fırsatta ‘Biz Kürt partisi değiliz, hakların partisiyiz’ demektedir. Madem Kürtlerin Partisi değiller neden dokunulan irade ‘Kürt iradesi’ oluyor.?
HDP yönetimi unutmuş olabilir ama millet hala Eş Başkan Demirtaş’ın; ‘Bizi dokunulmazlıkları kaldırmakla korkutamazsınız, yüreğiniz varsa gelin tüm dokunulmazlıkları kaldıralım. Biz HDP vekilleri olarak yarın TBMM’ye dokunulmazlıklarımızın kaldırılması için dilekçe vereceğiz’ dediğini unutmuş değil ve verdikleri dilekçeler de hala kayıtlarda durmaktadır.
Ana muhalefet liderinin tüm kamuoyu karşısında ‘Biz dokunulmazlık oylamasında EVET diyeceğiz’ beyanına rağmen ‘HAYIR’ oyu vermesi ve milletin aklıyla alay eden bir gerekçe ile TBMM genel kurulunu terk etmesi tek cümle ile izah edilebilir: Osmanlı’nın PKK’sı olan CHP; Kemalizmin ürünü olan Türkiye’nin PKK’sı ne karşı görevini yani zorunlu askerliğini yapmıştır.
Ba’de kulli hisab öncelikle şunu net olarak ifade etmek isterim ki !
Halkın iradesini bir terör örgütüne teslim edenlere dokunmak haklın iradesine saygının mutlak gereği ve demokrasinin de şartıdır.
Ancak bu süreçte göz ardı edilmemesi gereken bir husus şu ki;
Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla Parelel yargı unsurlarına da bir nevi ‘Buyur meydan senin’ denilmiştir.
Hükümet bundan sonra bazı vesayet odaklarının ‘durumdan vazife çıkararak’ halkın razı olmayacağı bir girişimde bulunmasına ve toplum vicdanını yaralayıp provokasyona sebep olacak her türlü girişime karşı gerekli tedbirleri almalıdır.
Ve ümid ederim ki:
Yargı geçen sefer; Emine Ayna ve benzerleri gibi şiddet dili kullananlara dokunmayıp Ahmet Türk gibilerin siyaset yapmasını yasakladığı gibi bu defa da; halkı rahatsız etmeyen Altan Tan gibi vekilleri tutuklayıp, halkın öfkesine sebep olan Yüksekdağ gibilerine dokunmamazlık ederek milletin vicdanını yaralamaz…
Selam ve dua ile…