Türk dizilerinin Arap ülkelerinde izlenme oranlarının hayli yüksek olduğunu, Türkiye’ye ilgiyi artırdığını, özellikle Diriliş Ertuğrul ve Payitaht Abdülhamid gibi tarihi dizilerin her kesim tarafından hayranlıkla izlendiğini biliyoruz.
Altyazılı olarak internette yayınlanmasını bekleyemediği ve dizilerin yeni bölümlerini televizyonda yayınlanırken izlemek istediği için Türkçe öğrenen birçok kişi var.
Lübnan’ın Trablus kentinde geçen gün düzenlenen oldukça kalabalık bir protesto gösterisinde Diriliş Ertuğrul dizisinin jenerik müziği eşliğinde atılan sloganlar Türk dizilerinin Arap gençliği üzerindeki etkisini ve Türkiye’nin yumuşak gücünü yansıtıyordu.
Dizilerin bu etkisi Arap Baharı karşıtı ve Türkiye düşmanı rejimleri -doğal olarak- rahatsız etti.
Merkezi Dubai’de olan Suudi Arabistan medya grubu MBC, Türk dizilerini yayından kaldırma kararı aldı.
Bu karar, Suudi Arabistan-Birleşik Arap Emirlikleri ekseninin “dizi savaşları” başlatacağının habercisiydi.
BAE rejiminin has adamlarından yazar Yasir Harb, önceki gün Twitter’da yaptığı açıklamada, yapımcılığını üstlendiği “Memaliku’n-Nâr” dizisinin çok yakında MBC’de yayınlanacağını duyurdu.
Memluk Sultanı Tomanbay’ın Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim’e karşı mücadelesini ve “Osmanlı işgalini” anlatan dizinin başlangıç olduğunu ve bu tür dizilerin arkasının geleceğini söyledi.
İlk bölümü 17 Kasım’da yayınlanması beklenen diziyle hedeflenen, Osmanlı Devleti’ni Arap seyirciye kötü göstermek.
Türkiye’nin Diriliş Ertuğrul ve Payitaht Abdülhamid gibi dizilerle tarihi gerçekleri çarptırdığını iddia eden Suudi Arabistan ve BAE medyası, yönetmenliğini Peter Webber’in yaptığı dizinin “Osmanlıların kanlı yüzünü” gözler önüne sereceğini söylüyor.
Dizinin yapımcısı olarak Yasir Harb görünse de BAE’li genç yazarın Abu Dhabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in talimatıyla hareket ettiği ve dolayısıyla gerçek yapımcının BAE rejimi olduğu herkesin bildiği bir gerçek.
Zayed’in oğulları, Osmanlı düşmanlığını körükleyerek Türkiye’nin yumuşak gücüyle mücadele edebileceklerini zannediyorlar.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın da bu ve benzeri projelerde Muhammed bin Zayed’in ortağı olduğu unutulmamalı.
Körfez’in zengin ve maceraperest prenslerinin Türkiye’ye karşı dizi savaşları başlatmalarının bir sebebi de sahip oldukları petrol paralarıyla her şeyi başarabileceklerine inanmaları.
İşin sırrının iyi bir yönetmen, oyuncu ve çekim kalitesi gibi şeylerde olduğunu ve tüm bunları sağladıkları takdirde Diriliş Ertuğrul ve Payitaht Abdülhamid’in etkisini yok edecek dizilere imza atabileceklerini sanıyorlar. Fakat yanılıyorlar.
Mekke çarşılarında dolaşıp Peygamber Efendimiz’den ve İslam’dan sakındıran Kureyş kâfirleri gibiler.
Tarihe ilgiyi artıracak ve insanların gerçeği öğrenmek için güvenilir kaynaklara başvurmasını sağlayacaklar.
İslam düşmanlarıyla işbirlikleri ve kendi halklarına nasıl ihanet ettikleri deşifre olacak.
Kirli çamaşırları ortaya dökülecek.
Çaldıran’da Safevileri bozguna uğrattığı için Arapların çok sevdiği Yavuz’u hedef alarak baltayı taşa vurduklarını yakında anlayacaklar.