Irak’ta 1 Ekim’de başlayan gösteriler başta başkent Bağdat olmak üzere ülkenin güneyindeki kentlerde devam ediyor. Türkiye’de Barış Pınarı Harekâtı nedeniyle pek fazla gündem olmasa da deyim yerindeyse Irak’ta kıyametler kopuyor.
Irak’ta, en az 250 kişinin ölümüne ve 11 bin kişinin de yaralanmasına neden olan protest gösterilerinde halk, hükümetin değiştirilmesini talep eden çağrılar yaparken, Mukteda es- Sadr hükümetten desteğini çektiğini ilan etti. Sadr, Necef’te düzenlenen hükümet karşıtı gösterilere de katılarak, Başbakan Adil Abdulmehdi’ye ülkeyi uluslararası toplumun gözetiminde erken seçime götürmeye çağırdı.
Bir diğer otorite olan Irak’taki Şiilerin en büyük dini mercii Ali Sistani yaptığı açıklama ise, Iraklıların ülkedeki siyasi ve idari rejimi belirleme iradesine saygı duyulmasını istedi ve ülkenin iç savaşa sürüklenebileceği uyarısında bulundu ki bu mesajın direkt İran rejimine olduğu Irak medyasında yazılıp çizilmeye başlandı. İran’ın Abdulmehdi’nin istifasını istemediği ve bunu Irak’taki Şii partilerin liderlerine de ilettiği iddia ediliyor, bu da Sistani’nin mesajının önemini biraz daha attırıyor gibi.
Bu arada Kürdistan bölgesel yönetimi milletvekilleri ve Bakanları Irak’taki gelişmeleri takip etmekle yetiniyorlar. Konu ile ilgili çok konuşmasalar da, Irak’ın Kürt Cumhurbaşkanı Berhem Salih, yeni seçim yasasının tamamlanmasının ardından ülkeyi erken seçime götürebileceğini duyurdu. “Hükümet, Anayasa’da belirtildiği gibi herkesi kucaklayan bir yapı olmalı, Yönetimin meşruiyeti, halktan kaynaklanır. Dolayısıyla göstericilerin meşru haklarının yerine getirilmesi için olağanüstü çaba harcayacağım.” diyerek olası bir partiler anlaşması durumunda seçim sinyali verdi. Lakin Kürtler ve Irak merkezi hükümeti arasında son olaylar nedeniyle Petrol ve gelir dağılımı görüşmelerinin kesilmiş olması Kürtler’de de ciddi rahatsızlık oluşturduğu bilinen bir durum.
Şii partiler arasında bir anlaşma olması durumunda, ki ben bunu fazla olası görmüyorum, Irak seçime gidecektir.
Ama hükümet içi dengelerin nasıl işleyeceği şimdiden Irak olaylarının uzun süre devam edeceğini şimdiki durumun yarı savaş olduğu ve bunun savaşa veya geniş çaplı çatışmalara evrileceğini görmekte gerekiyor. Irak’taki gurupların silahlı olmaları bu riski daha da arttırıyor.
Yeni bir çatışmalı süreç Irak’ın parçalanmasına gidecek yolu açabilir. Bu da ciddi bir handikap olacaktır. Bölgede yeni bir çatışma ve demografik yapı değişikliği tüm bölgeyi etkileyecektir. Hele bir de Suriye iç savaşının devam ettiği bu süreçte bölgenin büyük kayıpları olacaktır. Başta Türkiye ve İran olmak üzere bölge ülkeleri geç olmadan sorumluluk alırlarsa konu bir nebze çözümlenebilir gibi duruyor.
“Ba’de harabul Basra” olmadan yeni bir çatışma zemini engellenmelidir vesselam…