19 Temmuz 2024 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığının tüm camilerde okutulan cuma hutbesine karşı, CHP Sözcüsü Deniz Yücel ilginç açıklamalar, algı operasyonları ve İslam’ı tahkir eden hadsiz beyanlarda bulundu. Bir önceki cuma günü tüm camilerde okutulan, kaynağını Kur’an-ı Kerim ve hadisişeriflerden alan tesettür emrini ve evlilik tavsiyelerini “saçmalık” ve “hadsizlik” olarak nitelendiren Yücel’e, “saçmalamayın ve haddinizi bilin” demek için birçok kesimden ses geldi.

CHP Sözcüsü Deniz Yücel “… Bir Diyanet İşleri Başkanı var ki akıllara zarar! Adam kendini resmen şeyhülislam sanıyor. Kadınların yüz, el ve ayakları hariç örtünmesi gerektiğini; kadınların ve gençlerin erken yaşta evlenmesi gerektiğine dair bir şeyler saçmalıyor.” diyerek Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden sadece Diyanet camiasına değil cami cemaatine, dinî değerlere ve hatta nassa dil uzatacak kadar ileri gitti.

Bu da yetmemiş olacak ki “Unuttuysan hatırlatalım Ali Erbaş! Anayasamıza göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir.” diyerek efelenen Yücel, Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden, dindarlara aba altından sopa gösterdi, çirkin kabadayı tavırlar sergiledi.

Sayın Yücel’in diliyle söyleyecek olursak “bu ülkede öyle bir parti var ki sözde ‘halk partisi’, özde halkın efendisi gibi görüyor kendisini. Bu partiye göre halkın en büyük hastalığı, dindarlığı. Bunlara göre hastalığın ilacı; aile diyene saldırmak, örtü diyene örümcek kafalı demek; din diyene yobaz, diyanet diyene gerici demek. Bu zihniyet aile, nikâh akdi deyince çıldırıyor; toplumsal değerler, mahremiyetin korunması denildikçe kırmızı görmüş boğa gibi taarruza geçiyor. Unuttuysanız hatırlatalım Ali Yücel; Diyanet İşleri Başkanlığının anayasal görevi “toplumu din konusunda aydınlatmak”tır ve bu görevi yerine getirmesi kanuni zorunluluktur. Evinizin salonunda korsan tebliğ yapılmış gibi ciyaklamayın. Diyanet İşleri Başkanı sanki şahsi hutbe irat etmiş gibi manipülasyonlar yaparak kurumun kanuni sorumluluğunu yerine getirmesine engel teşkil etmeye çalışıyor ve algı operasyonları ile kamuoyunu yanıltmaya çalışıyorsunuz.

Sevgili Yücel, kuruluş amacı “toplumu din konusunda aydınlatmak” olan bir teşkilatın başkanının, yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de yer alan ayetlerle Peygamber Efendi’miz (sav)’in hadisleri ile dinimiz İslam’ın hakikatlerini halka anlatmasından daha doğal ne olabilir?

Biz, din-diyanet deyince geçirdiğiniz laik ataklara kronik CHP zihniyeti diyoruz ve görüyoruz ki maalesef yıllar bu kafadan; bağnaz, yobaz örümcek kafalılardan hiçbir şey eksiltmemiş.

Bu ülkede Kur’an Kerim’in öğrenilmesine; ahlaklı, dinî ve millî değerlerine sahip çıkan bir nesil yetişmesine karşı çıkanları, 28 Şubat’ın karanlık dehlizlerinde kalan zihniyeti her fırsatta yeniden hortlatanları, başörtüsüne bir metrelik bez parçası diyenleri; camileri ahıra çevirenleri, evrensel mesaj olan ezanı Türkçe okutanları, iktidara gelmesi hâlinde Diyanet’i, “ihtiyaç fazlası” diyerek imam hatipleri kapatacağını söyleyenleri, “başörtülü hâkimin adaletine güvenmiyorum” diyenleri, dört-altı yaş Kur’an kurslarına Orta Çağ düşüncesi diyenleri, imam hatip mezunlarına katsayı zulmünü reva görenleri; halkıyla ve dinî değerlerle sürekli kavgalı olan CHP zihniyetini bu millet gayet iyi tanıyor. Seçim öncesi camilerden çıkmayanlar, mescitlerde Kur’an kıraati talimleri yapanlar, dua ezberi yarışına girerek helalleşelim, barışalım diye kapı kapı gezenler; seçimler bitince “nerede kalmıştık” diyerek dinle ve diyanetle olan kavgasına tam gaz devam ediyorlar.

Kulaklarınız ağır işitse de idrakine deli gömleği giydirmeyen vicdanlar biliyor ki; Diyanet İşleri Başkanlığımız ülkemize ve ümmet coğrafyasına hizmet eden, mazlumların, çaresizlerin imdadına yetişen; iman ve hakikat ölçülerini her alanda ve herkese hatırlatmaya çalışan güzide bir devlet kurumudur. Bu güzide kurumumuzu ve onun başkanı üzerinden toplumumuzun dinî inançlarını siyasi malzeme yapmanıza asla geçit verilmeyecektir.

Tüm çarpıtma ve itibarsızlaştırma çabalarınıza rağmen hamdolsun camilerimiz dolup taşıyor; toplumumuzun, göz bebeği olan Diyanet’e sitayişinden ve rağbetinden bir şeyi eksilmiyor.

Ali Yücel yetmedi, topa Ali Mahir Başarır da girdi. Hepiniz gelin, topunuz gelin. Gelin ki bu halk gizli ajandanızı öğrensin. Topunuz gelin ki 100 yıllık mazinizden hiçbir şeyi eksiltmediğinizi tekrar görelim. Biz sizi tanıyoruz; ne yapacağınızı iyi biliyoruz da bilmeyen de öğreniversin. Vesselam…