Garip insanlar olup çıktık. Dert etmemiz gerekenleri dert etmiyor, ses yükseltmemiz gereken yerde sesimiz yükselmiyor, yollara düşmemiz gereken yerde ayaklarımız gitmiyor, görünmemiz gereken yerde kimse bizi görmüyor.
Saklanan, susan, sessiz, izsiz, gölgesiz insanlar olduk da çıktık.
…
Bu bir kompleks. Ve bize bunu öğrettiler. Sesimiz çıksın istediğimizde parmaklarını dudaklarına götürüp de sessiz ol diye işaret ettiler. Kendimizi gösterelim, görünelim istedik; gözlerimizi kör ettiler, biz de varız diyelim dedik; görmediler. Bizi kompleksli, ezik ve ezilmiş bir hale çevirdiler.
Garip bir Müslüman imajı çizdiler bize. Kenarda duran, ses etmeyen, görünmeyen. İbadetini eden, duasını eden ama kenarda köşede kalan bir imajdı bu. Siz ses etmeyin. Gelmeyin gitmeyin, durun orada dediler. İşin kötüsü yıllarca ve hatta uzun yıllarca bizler buna inanmak zorunda kaldık.
Asla böyle bir imajı kabul etmiyorum ben. Benim inancım da kanaatim de o ki bir Müslüman kenarda duramaz. Her girdiği meydanda fark edilir, söyleyecek sözü vardır ve en güzel şekilde söyler. Kenarda köşede bekleyecek adam değildir o. Ve yeri geldiğinde, mukaddesatına dokunulduğunda “aman canım” demez; çeker silleyi, tokadı da indirir.
Maalesef bizi bundan başka biri şekline sokmak için yıllarca ve belki asırlarca uğraştılar. Kızmıyorum ben onlara. Gerçekten kızmıyorum. Ben bana, bize kızıyorum. Kardeşim, neden “yapamazsın” dediklerinde “yaparım ulan” deyip de çıkmadık o meydana? “Kimse yoksa da ben varım” demek zor olsa da şerefli değil mi? Yeniden demek gerekmez mi?
…
Adamlar çıkıp mukaddesatımızı dillerine dolamış, asırlarca uğrunda kıymetli nemiz varsa hepsini feda ettiğimiz hassasiyetlerimize dokunuyorlar. Biri çıkıp Hz. Peygamber’e (s.a.v.) pis ağzıyla laflar ediyor ve ses etmiyoruz öyle mi? Neden varız ve niye varız ki?
…
Sayımız mı az gücümüz mü?
Dursun Ali Erzincanlı ağabey şöyle demişti;
“Bugünkü halimizin sebebi Yâ Resulullah; İmanımız sağlam fakat sayımız az...!
40 olunca Kâbe’ye, 313 olunca Bedir’e, 1000 olunca Uhud’a gideceğiz.
Senin ardında biz de varız. Ama henüz bir buçuk milyarız.
Yâ Resulullah bizim için korktuğun hali yaşıyoruz. Evet biz en çok olduğumuz gündeyiz. Çoğuz ama yok hükmündeyiz...”