Lübnan Güçleri Partisi lideri Semir Caca’nın Cumhurbaşkanlığı seçiminde Özgür Yurtsever Partisi Lideri Mişel Avn’ı destekleyeceğini açıklaması sürpriz olsa da aslında Lübnan politikası bu tür manevralara ve saf değiştirmelere alışık.

Caca da Avn gibi Hıristiyan.

Fakat iç savaş sırasında birbirlerine düşman olan iki lider, 14 Mart Bloku ve 8 Mart Bloku olarak bölünen Lübnan politikasında yine farklı saflarda yer alıyorlar.

Caca, cumhurbaşkanlığı seçiminde Hizbullah’ın öncülüğündeki 8 Mart Bloku’nda yer alan Mişel Avn’ı destekleyeceğini açıklasa da Saad El Hariri liderliğindeki El Müstakbel Partisi’nin öncülüğünü yaptığı 14 Mart Bloku’ndan ayrılıp 8 Mart Bloku’na geçmiş değil.

Öyleyse bu manevra ne anlama geliyor?

Bu konuda çok farklı görüşler var.

Birincisi, Caca’nın El Hariri’ye tepki olarak Avn’ı destekleme kararı aldığı iddiası.

Lübnanlı Sünnilerin lideri sayılan ve suikast korkusuyla Lübnan dışında yaşayan Saad El Hariri, cumhurbaşkanlığı seçiminde Marada Partisi lideri Süleyman Franciye’yi destekleyeceklerini açıklamıştı.

Caca ve Avn gibi Franciye de Hıristiyan ve Lübnan’daki iç savaşı sona erdiren Taif Anlaşması’na göre cumhurbaşkanı Hıristiyanlardan seçiliyor.

Franciye de Hizbullah’ın öncülük ettiği 8 Mart Bloku’ndan ve daha da ötesi Suriye rejimine oldukça yakın bir isim.

Yani Saad El Hariri, babasının katillerinin Lübnan’daki has adamlarından birinin cumhurbaşkanı olmasını istiyor.

İşte Lübnan böyle ilginç bir yer.

Caca’nın kendisiyle istişare etmeden Franciye’yi destekleme kararı alan El Hariri’ye kırgın ve öfkeli olduğu söyleniyor.

Lübnan Güçleri Partisi lideri, önceki gün yaptığı açıklamada bu iddiayı yalanladı ve kararının El Hariri’ye tepki olmadığını öne sürdü.

Fakat El Hariri’nin Franciye’yi destekleme kararından rahatsız olduğunu da açıkça ifade etti.

Her ikisi de 8 Mart Bloku üyesi olan Franciye ve Avn arasındaki ayrımı ise kendi açısından şu şekilde açıkladı:

“Franciye, gerçek 8 Mart. Avn ise taklit 8 Mart.”

Bu benzetmeyle Caca, Franciye’nin ideolojik olarak ve en başından 8 Mart Bloku’nda yer aldığını, Avn’ın ise politik çıkarları gereği geçici olarak o bloka girdiğini söylemeye çalışıyor.

Bir diğer iddia da Caca’nın İran’a uygulanan yaptırımların kaldırılmasının ardından bölgede değişen dengeleri gördüğü ve değişen dengelere göre kendine yeni bir yer belirlediği yönünde.

Caca’nın son açıklamalarında Suudi Arabistan’a övgüler yağdırarak, “Bir Suudi Arabistan’ın Lübnan için yaptıklarına bakın, bir de diğer ülkelerin. Suudi Arabistan bize herşeyde yardımcı oldu. Ayrıca iç işlerine de karışmıyor” demesine ve 14 Mart Bloku’nun devam ettiğini açıklamasına bakınca İran’a yakın bir yerde durmak için Avn’ı destekleme kararı aldığı iddiası gerçekçi görünmüyor.

Lübnan Güçleri Partisi liderinin General Mişel Avn’ın partisinin tabanına göz diktiği de yine bir başka iddia.

Gerekçesi ne olursa olsun, Caca’nın Avn’ı destekleyeceğini açıklaması Lübnan politikasını hareketlendirdi.

Fakat bu kritik destek de cumhurbaşkanı seçilebilmek için yanıp tutuşan Avn’a yetmiyor.

Baabda Sarayı’na yerleşebilmesi için Süleyman Franciye’nin adaylıktan çekilip üyesi olduğu 8 Mart Bloku’yla birlikte seçimde Avn’ı desteklemesi ya da 14 Mart Bloku’ndan birilerinin daha emekli general lehine oy kullanması gerekiyor.

Yani gözler şimdi Velid Canbulat’ta…