Âdem odur ki derdi olsun, âlemi aşsın

Dert odur ki derdin asıl sahibine ulaşsın

-Emir Fuad-

Cânım kâri. Zihnim harman yeri gibi… Onca hayalin biri diğerinin üstünde… Yazsam çare olur diye vehmediyorum, yazmazsam can çekişiyorum. Söylemek de acı veriyor zira söylememek de. Ve kelimelerim sırlandı yine bir yerlere. Gelmiyorlar sanki ve belki kaçıyorlar. Hata varsa benimdir biliyorum ve ben bir daha gelmeyecekler diye çok korkuyorum.

İnsanın bir sırrı olmalı kâri, bir maksadı, bir gayesi, bir mefkûresi olmalı. Biliyorum dünyayı değiştirmeye yetmeyecektir gücümüz. İstidadımız o denlisine elvermeyebilir. Ama kendimizi değiştirmeye yetecektir elbet. “Ben de geçtim bu âlemden bir avare kuş gibi” diyebilecek kadar bile olsa bir sözümüz olsa âlemde. Nefesimiz olsa, sesimiz olsa. O denlisi bile aslında maksadı hâsıl edecektir. Hem belki o vakit ağlayan kardeşinin gözünün yaşını silmeye de uzanabilecektir elimiz. Ve dilimiz bunca beyhude kelamdan geçip belki hakikatin zerresini bile olsa söyleyecektir. Belki bir mazlumun ismini ezber edecektir o vakit zihnimiz, gözlerimizden kara örtüler sıyrılacak, hayallerimizin zincirleri kırılacaktır belki. Biz güçlü insanlar değiliz kâri. Bir kuşa taş atsa bir zalim, bizim kanadımız kırılır… Biri kem söz etse bir yetime bizim hayalimiz yıkılır. Bir türküde ağlar, bir şiirde yanarız biz. Ağlayan bir çocuk görsek oturur ağlarız biz. Kırılmalı ve yanmalı canımız bir başkasının acısıyla. İnan bana mazlumun derdine ağlamak yetmez, onun derdini dert etmek gerekir. Yani, güçlü insanlar değiliz biz. Ama haklıyız…

Zannımca en ziyade kaybımız da budur. Derdimiz yoktur bizim. Dertli insanlar değiliz biz. Kendimizi kandırmayalım, beyhude söyleşmeyelim. Başkalarının rüyalarına gerçek sayıp inananlarız, kendi mazimizi unutup başkalarının dününü ananlarız. Çukura düşmeyi zirveye çıkmak sananlarız. Oysa “asıl varken surete itibar edilmez” der eskiler. Lakin tam aksine biz asıl elimizdeyken başkasının elindeki surete meftun olanlarız. Yusuf’u kuyuda unutanlar, gülü goncayken kurutanlar, şerbeti unutup zehri bir kere yutanlarız. Biz güçlü, dertli insanlar değiliz inan. Öyle olsa bu denli gülemezdik, öyle olsa susmazdı şairlerimiz ve şiirler ok gibi delerdi sinelerimizi. Ve bu denli çok söyleyip bu denli az yapanlardan olmazdık. Hem benim itikadımca kişiye söylediğini yapmaması ve yapmadığını söylemesi günah olarak yeter.

Biz güçlü insanlar değiliz kâri. Maziden dem vurur ama maziyi bilmeyiz. Şiirler okuruz davudi seslerle ama hissetmeyiz. Ağlayana nasihat eder ama gözden yaş dökmeyiz. Ecdat gibi elif misal durmayız zulmedenin karşısında. Konuşmaya istidadımız vardır lakin yalnızca o kadardır. Sözden ileri götürmeyiz derdimizi. Ve bir garibin derdiyle dertlenmeyiz.

İnan kâri, inan! Hata bizde, suç bizde, günah bizdedir. Biz gafil olsak dahi yine Allah bizledir…