Bu hafta astım haftası. Sanırım astım hastaları yukarıdaki başlığın manasını çok iyi bilir. Ve astım maalesef son yıllarda varlığını gittikçe arttıran bir hastalık haline geldi. Sokakta gezerken neredeyse her 6-7 kişiden biri astım.

Nedir bu astım?

Bilmeyenlerimiz için biraz anlatalım.

Astım, ev tozu, çiçek poleni, kedi-köpek tüyü, yoğun koku gibi uyaranlara maruz kalındığı zaman akciğerlere hava giriş çıkışı sağlayan ve bronş dediğimiz hava yollarında ani bir daralma ve ödem artışı olup kişinin rahat nefes alıp vermesini engelleyen bir hastalıktır. Kişiler neden astım hastası olur sorusunun cevabı oldukça kapsamlıdır. Bu nedenler arasında kişinin genetik yapısı, beslenme biçimi, obezite, yaşam koşulları gibi geniş kapsamlı nedenler vardır.

Astım aslında tedavisi olan ancak tedavi edilmediği takdirde ciddi sonuçları olan bir hastalıktır. Asıl önemli nokta yaşam biçimi ve yaşam koşullarındaki değişikliler olup bunlar hekiminizin önerileri doğrultusunda düzenlendiği ve biraz daha dikkatli olunduğu durumda atak geçirmenize engel olacaktır. Evet, astımın en önemli özelliklerinden biri de ataklarla seyretmesidir. Kişi hassas ve alerjisi olduğu etkene maruz kaldığı zaman hastalık ortaya çıkar ve şiddeti kişinin hassasiyetine göre değişir. Tedavi edildiği takdirde düzelir. İki atak arasındaki sıklık kişiye ve etkenlere göre değişir.

Türkiye’mizde astım hastası sayısı milyonlarla ifade ediliyor. En çok sanayileşmenin çok, hava kirliliğinin fazla ve bol sigara dumanlı, nemli bölge ve ortamlarda tetikleniyor. Kişinin her ne kadar genetik faktörleri önemli olsa da bu genetik faktörlerin ortaya çıkması için uygun olumsuz koşullar da önemlidir. Yani yine insan ve onun karıştıran parmağı işin içinde. Hasılıkelam yine kendi elimizle kendimizi hasta edip zehirliyoruz.

“Astım sıklığını azaltmak için neler yapabiliriz”i biraz düşünelim:

Öncelikle;  kilolu isek kilo veriyoruz. Sigara içiyorsak bırakıyoruz. Sigara içilen ortamlardan hemen kaçıyoruz. Daha sonra beslenmemizde rol oynayan gıdaların sağlıklı ve doğal olanını alıp ıvır zıvırları atıyoruz. Ev de çok lüzumlu değilse kedi, köpek, kuş beslemiyor onları bahçeye alıyoruz. Ya da daha havadar ortamlar hazırlıyoruz. Ev tozundan korunabilmek için daha az eşya bulundurup ve tüyü alerjik olmayan halılar kullanıp iyi kalite bir elektrik süpürgesi ediniyoruz. Mutfakta yemek pişirirken yoğun yemek kokusuna karşı aspiratörümüzü çalıştırıyor ve iyi bir havalandırma sağlıyoruz. Yapay olan her türlü kokudan uzak duruyoruz. Ağır egzersizden kaçınıp temiz hava da bol bol yürüyüş yapıyoruz. Tatillerimizi şehirden uzakta doğal ve temiz ortamlarda geçiriyoruz.  Hepsinden önemlisi de daima pozitif düşünüyor ve zihnimizi olumsuzluklardan temizlemeye çalışıyoruz.  Yani elimizden geldiği kadar kendimizi ve çevremizi gereksiz her şeyden arındırıyoruz. Belki o zaman temiz bir dünyamız olur ve çocuklarımıza da temiz bir gelecek bırakabiliriz.

Rahat bir nefes dileklerimle…