Türkiye’de ‘Aydın’ olabilmenin ilk şartı: İslam düşmanı olmak, milletin değerlerini aşağılamak ve halka tepeden bakmak ve tabi gavur sevici olmaktır.

Çatalı sol elle tutup yemeği yemek, karısını başkasıyla dans ettirmek, papyon takmak, şarap içmek, batı müziği dinlemek, oturduğu yerde Paris’i ve yemeklerini övmek işin ameli kısmıdır. Oturup kalkmanızda, yiyip içmenizde ve konuşmalarınızda ne kadar çok gavur taklidi yapıp, onları över ve ilan-ı aşk ederseniz o denli takvanız artar ve ‘Aydın’lanırsız…

Bu durum Osmanlının son döneminde fen öğrensinler diye Avrupa’ya gönderilen ve orada fen öğrenme yerine şarap içip, dans etmeyi öğrenen; onlar gibi giyinip, onlar gibi yaşayınca adam olacağını zanneden güruhun ülkeyi yönetmesine başlamasından beri böyledir.

Zaten gavur şapkası giymeyi zorunlu hale getirmek, kendi kıyafetine, kendi müziğine yasak getirip batı kıyafetini ve müziğini halka devrim adı altında dayatmanın ana gayesi de halkı ‘Aydın’latmaktır(!).

TSK’nın subaylar için yazdığı yemek yeme yönetmeliğinde ‘Armut nasıl yenir’ maddesini okursanız ve daha dün Demirel’in senfoni orkestrasını dinlerken ‘İşte çağdaş Türkiye’ hezeyanını hatırlarsanız bu ‘Aydın’ geçinenlerin aslında beyinleri çürümüş olduğunu göreceksiniz.

Fahri Kainat Hz.Muhammed Mustafa’nın (SAV) sünneti seniyesini gericilik görüp Fransız geleneğini sünnetin yerine ikame etmeyi çağdaşlık ve aydınlık gören bu güruhun içinde yaşadığı karanlığı izaha kelimeler kafi gelmez.

Dünyanın her yerinde Aydın olmak sistem ve statükoya karşı mücadele edip, sistemi dönüştürmek için hükümetlere destek vermek iken bizimkiler sistemi ve statükoyu savunup hükümetlere muhalefet etmeyi aydın olmak sanıyor.

Din, değer ve halk düşmanı bu taklitçilerin şekil şartlarını daha çok uzatmadan son dönemde yaşanan terör olaylarına verdikleri tepkilere değinmek istiyorum.

Türkiye’de teröre ‘Aydın(!)’ tepkisi.1-Terör saldırısı Türkiye’de olursa.

a)- Saldırıyı yapan sol (PKK, DHKP-C, MLKP) örgüt ise: Parçalanmış insan cesedi görseli paylaşmak, teröristi anlamaya çalışmak, terör örgütü ismini zikretmemek, hükümeti yönetemiyor diye istifaya çağırmak, saldırıyı devlet yaptı demek, yayın yasağını özgür basına darbe diye eleştirmek, Askeri darbe çağrısı yapmak, ülke teröre teslim manşeti atmak, halkı tahrik etmek.

b)-Saldırıyı yapan İŞİD veya El-Kaide ise: Vahşet çığlıklarıyla parçalanmış insan cesedi görseli paylaşmak, örgüt ismini bağırarak zikretmek hatta mümkünse bir siyasi partiye yakınlığını da araya sıkıştırmak, hükümeti örgütle ortak olmakla suçlamak, katil devlet sloganı atmak, göz göre göre geldi demek, yayın yasağını delmek, Askeri darbe çağrısı yapmak, olay yerine karanfil bırakmak, halkı tahrik etmek.

2-Terör saldırısı Avrupa’da olursa.

Asla ceset fotosu paylaşmamak, yaralının da fotosunu buzlamak, henüz üslenen bir örgüt olmamışsa bile ‘terörist sakallıydı, tekbir getirdi’ diyerek saldırıyı Müslümanlara ihale edip gavurun gözüne girmeye çalışmak, terör örgütünün adını bağırarak söylemek, yayın yasağını ve hükümetin OHAL ilanını ‘sıkı güvenlik tedbiri’ diyerek övmek, mümkünse saldırıyı kendi ülkesi olan Türkiye’nin üzerine yıkğmaya çalışmak.

Evet bu ülkede aydın geçinenlerin durumu tam da budur ve hepiniz buna şahitsiniz. Bu iki yüzlü, halkı aptal kendini akıllı sanan örümcek beyinli gavur sevicilere sormak lazım; ‘Bir gavur kaç Müslüman eder bayım.?!’

Avrupalı insan da, hassasiyeti var da Müslüman insan değil mi, onun da hassasiyeti yok mu ki; Müslümanın parça parça olmuş bedenini ailesinin, akrabasının, toplumun gözüne sokuyorsun da gavurunkini yapmıyorsun.?

Ben söyleyeyim bayım, rezilsiniz, hainsiniz, cahil ve beyinsizsiniz. Gavurun gözüne girmek için İslama, Müslümana, ülkenize, halkınıza, komşunuza ihanet ediyorsunuz.

Siz halkınızın seçtiği iktidarı alçakça devirebilmek için: ülkenizi gavura şikayet edip, teröre destek veren ülkeler listesine koyup bir dış müdahale olmasını arzu ederken zannediyorsunuz ki; gavura konum bildirseniz sizin evi bombalamayacak.

Unutmayın bayım ! her savaşta, önce hainler ölür hem de şerefsizce ölürler…

Topluma yabancı olduğunuz için muhakkak bilmezsiniz bayım, halk içinde sizin gibilere; haysiyetsiz derler, soysuz derler bayım…