TBMM Adalet Komisyonu’nda, Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, 11 Temmuz 2020 tarihinde kabul edildi ve yasalaştı. Bu haftalarda gündemde olan bu kanun teklifi ve çoklu baro sistemine geçiş ile ilgili avukatlar arasında, fikir ayrılıkları meydana gelmiş durumda. Çoklu Baro nedir? Baro değişikliği neden yapılıyor gibi soruları cevaplandırmadan önce, baro nedir ve neden baroya ihtiyaç duyulmaktadır sorularını açığa kavuşturmakta fayda vardır.
Kısaca barolar, bir şehir veya belli bir bölge avukatlarının bağlı oldukları meslek kuruluşlarına verilen isimdir. Barolar, avukatlar aracılığıyla hukukun gelişmesine katkıda bulunan, adaleti ve tarafsızlığı kendisine ilke edinen kuruluşlardır. Türkiye Barolar Birliği ise, bütün baroların katılımıyla oluşan, tüzel kişiliğe haiz, kamu kurumu niteliği olan, bütün baroları kapsayan meslek kuruluşudur. Yukarıda tanımladığımız ve ülkemizde hukukun gelişmesine katkıda bulunan Barolar yasaların kendilerine yüklediği görev ve sorumlulukların yanı sıra yargı sisteminin de bir parçasıdır.
Yargı sisteminin bölünmez bir parçası olan baroların, çoklu baro sistemine geçiş sürecinde ne denli etkileneceği ve bu yeni alternatif baroların ne gibi dezavantajlar getireceği hususunda, avukatların kafasında hukukun üstünlüğünün geçerliliğini yitireceği ve üstünlerin hukukunun uygulanacağı kaygısı oluşmaktadır. Bu husus siyasi olarak değil de hukuki bir zeminde düşünüldüğünde hiç de mantıksız değildir. Baroların kamu görevlerini yerine getirirken hak arama özgürlüğünün kaybedileceği ve kamu hizmeti olan avukatlık mesleği icra edilirken avukatların tarafsızlığını yitireceği ve bilahare avukatlık mesleğinin taraflı bir şekilde yapılacağı endişesi oluşmaktadır. Bunun yanı sıra kamu görevi tarafsız bir şekilde idame edilen; dil, din, ırk vb. gibi siyasi ve dini kimlik ayrımı gözetilmeksizin yerine getirilen bir görevdir. Bu tarafsızlık, kurulan yeni alternatif baro sistemi ile kaybedileceği düşüncesi de biz avukatların kafasında soru işaretleri bırakmaktadır.
Çoklu baro sisteminin diğer bir dezavantajı ise, yeni düzenleme ile üye sayılarının azalacağı ve bunun sonucu olarak da yeni kurulan baroların sınıf ayrımcılığı gözeterek gerek siyasi kimlik gerekse diğer yönlerden farklılaşması sonucunda hukukun üstünlüğünün korunamayacağı ve üstünlüğün hukukunun egemen olacağı kaygısıdır. Bir diğer yandan avukatların eğitimi kalitesizleşebilecek ve hukuk fakültesini bitiren stajyer avukatlar hangi baroda eğitim alıp, avukatlık ruhsatını hangi barodan alacakları, çoklu baroların üye bulabilme endişesi altında saygınlığını yitirebilecektir.
1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’nun baroların kuruluş ve nitelikleri başlıklı 76. maddesinde de belirtildiği üzere “Barolar; avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzelkişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.” şeklindedir.
Türkiye’de, bütün avukatların, yaşadığı ve avukatlık görevini yaptığı şehirde zorunlu olarak kayıtlı olması gereken bir Baro vardır. Bu minvalde İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde bünyesinde beş binden fazla avukat bulunduran Barolarda çoklu baro sistemine geçilerek;
Avukat sayısı, 5 binden fazla olan illerde asgari 2 bin avukat olması halinde alternatif barolar kurulabilecektir. 11 Temmuz 2020’de yasalaşan bu teklife göre İstanbul, Ankara ve İzmir’de alternatif barolar kurulabilecektir. Bu kanun teklifinde Türkiye Barolar Birliği’nin idari ve hukuki yapısında bir değişiklik olmayacak ve Türkiye Barolar Birliği tek olarak varlığını sürdürmeye devam edecektir.
Çoklu baro sistemi birçok ülkede hâlihazırda uygulanmakta olup, bu ülkelerin arasında başlıca Fransa, Almanya, ABD, İngiltere ve Mısır yer almaktadır. Ayrıca birden fazla baro yani çoklu baro sistemi, ABD’de 8 eyalette uygulanmaktadır.
Çoklu baro kanun teklifinin olumsuz sonuçlarının yani sıra birtakım olumlu yönleri ve 28 maddelik yasa teklifinin kanunlaşması sonucunda ortaya çıkacak bazı avantajları da bulunmaktadır. Mesleğe yeni başlayan avukatların baro aidatlarının, 5 yıl süre ile yarı oranında alınacak olması, genç avukatları maddi yönden hiç değilse 5 yıl rahatlatacaktır. Her baronun, Türkiye Barolar Birliği genel kurulunda 3 delege ve 1 başkan ile temsil edilecek olması ise, baro yönetimlerinin daha adil bir şekilde karar almasını sağlayabilecektir.
Çoklu baro sisteminin bir diğer olumlu yönü ise aynı ilde birden fazla Baro bulunuyorsa, avukatların aynı büroda birlikte çalışması ve avukatlık ortaklığı kurmaları için aynı baroya kayıtlı olma şartı aranmayacak olmasıdır. Bununla birlikte farklı barolarda kayıtlı olan avukatlar, ortaklık kurabilecek ve aynı büroda çalışabilecektir.
28 maddeden oluşan ve 11 Temmuz 2020’de yasalaşan bu kanun teklifinin iki maddesinde düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme ile; “Avukatlar, mahkemelere cübbe ile çıkmak zorundadır ve kılık kıyafet ile ilgili başkaca bir zorunluluk getirilemez” maddesine; “Staj donemi de dahil olmak üzere kılık kıyafet ile ilgili herhangi bir zorunluluk getirilemeyeceği” ibaresi eklenmiştir. Bu kanuna eklenen bir diğer madde ise, yukarıda da belirttiğimiz üzere “Avukat sayısı 5 binden fazla olan şehirlerde en az 2 bin avukatın bir araya gelmesi ile oluşturulabilecek olan alternatif Barolara, kamu kurum ve kuruluşlarında ve Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nde (KİT) görev yapan avukatlarda dahil olacaktır” ibaresi eklenmiştir. Ancak avukat sayısının 2 binin altına düştüğü durumlarda ise, Türkiye Barolar Birliği (TBB), levhaya kayıtlı Avukat sayısı 2 binin altına düşen Barodan altı ay içerisinde asgari Avukat sayısının sağlanmasını yazılı olarak bildirecek, Baro 6 ay içinde levhasına kayıtlı avukat sayısını 2 bine tamamlayamaması durumunda Türkiye Barolar Birliği (TBB), bu baronun tüzel kişiliğine son verecektir.
Avukatlık Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair 28 maddeden oluşan ve yasalaşan bu kanun teklifi, son yıllarda ciddi şekilde İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde; artan avukat sayısı, avukatların baro ile olan bağlarının kopmasına neden olmuştur. Avukatlar ile barolar arasındaki bağları güçlendirmek için yapılan bu düzenleme kanaatimizce yerinde olacaktır.