Şimdi nerden çıktı bu at ve Üsküdar dediniz belki de! Şuradan: Geçtiğimiz günlerde bir araştırma yazısı okudum. Cümleler aynen şöyle: Diyabeti olan farelere belli bir süre oruç gibi açlık uygulaması yapıldığında pankreas kendi kendini yenileyebilir ve diyabet belki de geri dönebilir, yani tedavi edilemeyen hastalık grubunda olan diyabet tedavi edilebilir. Çok ilginç değil mi? Açlık ve şifa! Varsın Amerikalı bilim insanları bunu yeni keşfededursun; gelin biz yüzyılların o en büyük doktorunun sözlerini hatırlayalım: “Oruç tutunuz, sıhhat bulursunuz.” Yani demem o ki, bizim at çoktan eyerlenmiş bizi bekler de binen yok işte. O at sağlık atıdır. Türk-İslam geleneğinde ilim olarak çok eskilere dayanır üstelik.
Evet, bence de açlık pek çok hastalığın şifası olabilir. Biz bilimsel olarak biliyoruz ki insan vücudu fazla olan besin maddelerini depolar. Bu depolama ise yağ şeklinde olur. Bu durum vücudu o kadar yorar ki; fazlalıkları depolayacak, bu esnada ortaya çıkan atıkları ve toksinleri vücuttan uzaklaştırmaya çalışacak, bir yandan da hücrelere ihtiyaç duydukları besin maddelerini temin edecektir. Bu işlem uzun zaman devam ederse ortaya bağışıklık sisteminin yetersizliği gibi bir durum çıkacaktır. Bu ne mi demek? Şu: Vücut sistemimiz boş işlerle uğraşmaktan asıl işi olan vücudu hastalıklara karşı koruma işlemini yapmakta zorlanmaya başlamış demektir. “Ben yoruldum hayat” mesajı verir yani. Hâlbuki Ademoğlu denilen canlı bir hafta on gün (ve hatta bir rivayete göre -ne kadar doğru bilmem- 40 gün) hiç bir şey yemeyip sadece su içse bile hayatta kalabilir. Bu açlık süresinde vücut yağ şeklinde depo ettiği fazladan besinleri yaşam maddesi olarak kullanır ve hayatı idame ettirir. Hatta şimdilerde bilimsel araştırmalara konu olmuş bir şekilde, açlık, kanser tedavisinde bile denenmektedir. Buradaki mantık, kanser hücrelerinin diğer hücrelere göre daha fazla besine ihtiyaç duymasıdır. Tabi ki bu hipotezler henüz kanıtlanmış değil, ancak şu bir gerçek ki, açlık, vücudun kendini yenileme ve temizleme mekanizmalarını harekete geçiriyor. Bilinenin aksine fazla beslenmekle değil, yeterli, dengeli beslenmekle sağlık elde edilebiliyor.
Bizler millet olarak yemekleri bol yapmaya ve bol bol tüketmeye alışmışız. Bugünden tezi yok artık buna dur demenin vakti gelmiştir. Önce kadınlarımız depolarını küçültüp, kışlık istiflerini azaltmalı; daha sonrasında kullanılan tencere ve servis takımları küçültülmelidir. Kendimize yemek haricinde bir eğlence ve meşgale bulmalıyız, çünkü sonucu çok da eğlenceli olmuyor. Hatta tutabilenlerimiz Ramazan ayı haricinde de oruç tutmalıdır bence.
Evet! Batılı bilim hala bizim kültürümüzün çok gerisinden geliyor. Özümüze bir dönebilsek, en değerlilerimizi kurtaracağımızı düşünüyorum, çünkü onlar bizim her şeyimiz.
Çocuklarımız, vatanımız, milletimiz, geleceğimiz, sevdiklerimiz, sağlığımız…