Mısır cuntası lideri Abdülfettah El Sisi, görev süresi sona erdiğinde koltuğu bırakmaya niyeti olmadığının sinyalini vererek 2018’de yapılması beklenen cumhurbaşkanlığı seçiminde yeniden aday olacağını şimdiden ilan etti.
Facebook sayfasında yaptığı açıklamada, “Halkın iradesine karşı gelemem. Ben, halkın isteğine bağlıyım. Mısırlıların isteği bir kez daha aday olmam yönündeyse aday olacağım” dedi.
Yani, yandaşlarından bir grup yeniden aday olmasını isteyecek ve o da “Halk ısrar etti” diyerek adaylığını açıklayacak.
Yemen’in devrik diktatörü Ali Abdullah Salih de aynı taktiğe başvuruyordu.
“Aday olmayacağım” diyor, sonra partisi miting düzenleyip aday olmasını istiyor ve o da “halktan gelen yoğun talep üzerine bir kez daha elini taşın altına koyacağını ve sorumluluktan kaçmayacağını” söylüyordu.
Abdulfettah El Sisi sadece 2018’de değil hayatta kalırsa ve devrilmezse bir sonraki seçimde de aday olacak.
Planları bu yönde.
Fakat planlarını hayata geçirebileceğinin herhangi bir garantisi yok.
Uzun bir süredir döviz rezervi sıkıntısı çeken ve darboğazdan bir türlü kurtulamayan Mısır ekonomisini düzlüğe çıkarmak için fakir halkın yükünü daha da ağırlaştıracak katma değer vergisi gibi önlemler alınsa da söz konusu önlemlerin Mısır’ın tamamen yıpranmış hasta ekonomisine ne ölçüde ilaç olacağı henüz belli değil.
Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın yardımları devam ediyor fakat cuntanın kontrolündeki Mısır ekonomisi koskoca bir kara delik gibi ne gelirse yutuyor.
The Economist’teki dosya örneğinde olduğu gibi Batı medyasında cuntanın Mısır’ı felakete sürüklediğini söyleyen haberler yayınlanmaya başladı.
Tel Aviv Üniversitesi öğretim görevlilerinden oryantalist Yaron Friedman, Yediot Ahranot gazetesinin internet sitesinde yayınlanan analizinde, ekonomik sorunları çözmedeki acizliği nedeniyle Abdülfettah El Sisi’nin yakında devrileceğini öne sürdü.
Darbeyi destekleyenler dahi muhteris cunta liderinin ne kadar kifayetsiz ve beceriksiz olduğunun artık farkında.
Bu nedenle, Mısır’da halkın öfkesinin yeni bir devrim dalgasına dönüşmesinden ve darbeye yaptığı bunca yatırımın boşa gitmesinden korkan BAE’nin Abdülfettah El Sisi’nin yerine yine asker kökenli bir başkasını aradığı iddia ediliyor.
Ahmet Şefik’in ismi yeniden gündemde.
Cunta lideri de her an sırtından bıçaklanma korkusu yaşıyor.
Gazete genel yayın yönetmenlerine yaptığı konuşmada sarf ettiği itiraf gibi sözler, içinde bulunduğu halet-i ruhiyyenin yansıması ve kaygılarının dışavurumudur.
Abdülfettah El Sisi orada şöyle dedi:
“Askerin şerefi, ihaneti ve komployu reddetmektir. Asker, devlet başkanına komplo kurmaz ve onu görevden azletme tertibi yapmaz.”
Evet; hiçbir şerefli asker halkın özgür iradesiyle seçtiği devlet başkanına ihanet etmez ve onu sırtından bıçaklamaya çalışmaz.
Darbe yapmaya kalkmaz ve halkın parasıyla alınan silahı halka doğrultmaz.
Çünkü bu vatanına ihanet demektir ve şerefsizliğin ta kendisidir.
Fakat Abdülfettah El Sisi tam olarak bu dediğini yaptı.
Kendisine güvenen ve Savunma Bakanı olarak atayan meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi sırtından bıçakladı.
Yani yaptığının şerefsizlik olduğunu açıkça itiraf ediyor.
Orduya mesaj göndererek, “Ben şerefsizlik ettim ama siz yine de beni devirmek için şerefsizlik yapmayın” diyor…