İki gün önce yani pazartesi günü Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını yaptı.

İlk toplantıda taraflar yaklaşımlarını belirlerken ikinci toplantının da önümüzdeki pazartesi yapılacağı kararlaştırıldı.

Son iki yılın aksine bu yıl asgari ücret, daha önceki yıllarda olduğu gibi yılda bir zam yapılarak belirlenecek ve bu toplantılar sonrasında tüm tarafların üzerinde karar kıldığı rakam, 2024 yılının asgari ücreti olarak belirlenmiş olacak.

Malum olduğu üzere Asgari Ücret Tespit Komisyonunda hükûmet, işçi ve işveren olmak üzere üç kesimin temsilcileri yer almakta.

Her bir taraf kendi açısından ücret tespitine yaklaşmakta ve halkın tüm kesimleri için en optimal seviyeyi belirlemek adına uğraş vermektedir.

Fakat burada yapılması gereken öncelikle ülke ekonomisinin gidişatı baz alınarak belirlenecek olan asgari ücretin tüm tarafları memnun edecek bir boyutta olabilmesidir.

Bunu sağlamak aslında çok kolay bir iş değildir. Örneğin işçi kesimi en yüksek değerin belirlenmesini, işveren tarafı ise rakamsal açıdan daha düşük bir seviyede mutabık kalınmasını isteyecektir.

Bu noktada her kesim bazı fedakârlıklarda bulunarak konuya yaklaşmalı ve  ekonomideki dengeler gözetilmelidir.

Asgari ücret denildiğinde çalışanın, en düşük alacağı ücretten bahsedildiği ön planda tutularak rakamdaki artış oranının gerçekçi şekilde belirlenmesine gayret gösterilmelidir.

Çalışma bu yönde yapılmalı, gerçek manada ekonomiyi güçlendirecek; aynı zamanda da gerek çalışanı gerekse de işvereni koruyabilme yeteneğine sahip bir noktada buluşulmalıdır. Amaç sadece bu olmalı; bu doğrultuda görüşmeler sürdürülmelidir.

Yaklaşım bu düzeyde olursa tüm tarafların üzerinde uzlaşacağı rakam için de fazla zaman kaybedilmemiş olur.

Ekonomik anlamda ciddi bir savaş veren ülkemizde belki de 2024 asgari ücreti, bundan önceki asgari ücretlerin belirlenme sürecinden çok daha önemli bir konumda değerlendirilmelidir.

Asgari ücretin belirlenmesi, tüm sektörlerin ve hayatın genel gidişatının yakından etkilenmesi anlamına geldiğinden son derece önemli bir konudur aslında.

Öyle ki şirketler bile, 2024 bütçelerini asgari ücrete yapılacak zam oranı belli olduktan sonra tam anlamıyla ortaya koyacaklardır.

Geçtiğimiz yıllarda yılda iki kez yapılan zam oranlarıyla şirketlerin bütçelerinde ciddi sorunlar yaşadığı aşikârdır.

Bu anlamda yılda bir kez zam yapılması son derece uygun olacaktır ki böylelikle ekonomik toparlanma daha da hız kazanacak, istihdam rakamlarında daha güçlü bir düzeyde artış sağlanacaktır.

Belirlenecek rakam tüm taraflar için dengeli olmalı ve ekonomik gidişatı pozitif yönde etkilemelidir. Çalışanı enflasyona ezdirmeden reel rakamlar üzerinden enflasyonun hangi noktalara geleceği iyi tahmin edilmeli ve bunun üzerinden bir belirleme yolu seçilmelidir.

İçinden geçtiğimiz zorlu dönemde birçok sektörümüz, işçi ve işçilik maliyetlerinden ötürü dünya ölçeğindeki rakiplerinin gerisinde kalmaktadır.

Durum böyle olunca da söz konusu sektörlerin ortaya koyabildiği üretim ve katma değer ihracat rakamlarına yansımakta; düşen ihracat rakamlarından da ekonomi maalesef olumsuz etkilenmektedir.

Tüm bunların yanında diğer faktörlerin de maliyet kalemlerinde ciddi bir artışa sebep olmasından ötürü şirketlerimizin geçirdiği dönemin ne kadar zorlu ve meşakkatli olduğu göz önünde tutularak bir asgari ücret tespit edilmelidir.

Her kesim sadece elini değil, vücudunu da asgari ücret belirleme taşının altına koyarak hareket ederse tüm tarafların memnun kalacağı bir rakamın belirleneceğinden kimse şüphe duymamalıdır.