İnsanlık olarak geçen yıl çok sıkıntı çektik. Zalimler, kara bulut gibi kâbus olarak insanlığın üzerine çöktüler. Onların adlarını bile anmak istemiyorum. İyilerin suskunluğu, kötülerin galebe çalmasına fırsat verdi. Çok masum can kaybettik. Bu kayıpları, canlı yayınlarda film gibi seyrettik. Bizim sessizliğimiz zalimleri daha da canavarlaştırdı. En acısı savaşlardı ama daha başka felaketler de yaşadık. Depremler, seller… Bir de yeni yıl geliyor diye kendi felaketini kendi hazırlayanlara ne demeli? Sahte alkolden ölenler için bir yorumunuz var mı? Bu sene sahte içkiden ölen kaç kişi oldu acaba? İmtihan dünyası…
Bütün bu yaşananlar geride kaldı. Yeni yıla yeni umutlarla, yeni dileklerle başlasak diye dua ediyorum. Ama iyilik de kötülük de “gayretle ve çabayla” elde ediliyor. Gelin! Gönüllerimizi ve zihinlerimizi kötülüklerden, fitneden, kibirden, hasetten kurtaralım. Gelin! Tertemiz yeni bir sayfa açalım yeni yılda, yeni hayatımıza. Diyeceksiniz ki öyle lâf-ı güzafla olmuyor. Bunca kirlenmeden sonra hiç bir şey olmamış gibi davranmak kolay mı? Ben de kolay olmadığını biliyorum. Ama zararın neresinden dönersek kârdır diyen biz değil miyiz? Saat bu saat; an bu andır. Hele sen bir hulus kalp ile iyi olacağına söz ver ve niyetlen! Bak, gör Mevla ne kapılar açacaktır. Gönlünden, aklından geçirmen de çok önemli ama eyleme dönüşmeyen niyet yok olmaya mahkûmdur.
Hangi hâldesin bilmiyorum ama unutma “beterin beteri vardır.” Hâline şükret, daha iyi olmak için gayret et. Çabala, tevekkül et ve sonunda sabret. Oturduğun yerden sabrediyorum diye söylenme. Sabır, pasif bir davranış değil; aktif bir harekettir. Sadece kendini düşünmek “bencillik” olur. Unutma, hayatı birlikte yaşıyoruz. Herkes başkalarının iyiliğini düşünürse dünya bir anda “cennet” olur. Bu kadar basit mi diyeceksin. Evet! Gerçekten bu kadar basit.
Suya atılan taş misali, halka halka iyilik çemberini genişlet. Milletini, ülkeni, insanlığı unutma. Bu kadim coğrafyada barış ve huzur içinde yaşadığını hatırla. Vatanlarında yaşama umudu kalmayanların sana sığındıklarını görüyorsun. Sen de onlara gönlünü, kapını açtın. Ekmeğini, sofranı onlarla paylaştın. Sen iyilik ettin, sabrettin ve günü geldi; kardeşlerinden bir kısmı geri döndü. Hem de sana dua ve teşekkür ederek. Unutma, benim başıma gelmez deme! İmtihan dünyası, şu demeye gelmez.
Buraya kadar söylediklerimin hepsi kendime mesajdı; siz kabul eder misiniz bilmem. İki müşahhas misal vereyim, mevzu daha net anlaşılsın. 10 yıldan fazla bir zamandır Suriyeli kardeşlerimizi misafir ettik. Küçük sıkıntılar yaşasak da çok şükür bu sınavdan alnımızın akıyla çıktık. Şimdi Suriyeli kardeşlerimiz vatanlarında “beyaz bir sayfa” açtılar. Onların barış içinde müreffeh yaşamaları için elimizden geleni arkamıza koymayalım. Fitne çıkaranlara kulak asmayalım. Birlik ve beraberlik içinde “Suriye demek, güçlü Türkiye demektir.” unutmayalım.
Suriye için açılan beyaz sayfanın Filistin için de açılması için gayret edelim, dua edelim. Kötülere, hainlere fırsat vermeyelim. 2025’i “Filistin Yılı” ilan edelim. “Özgür Filistin” için sen de bir şey yap. Biz yılın ilk günü sabah namazı sonrası yüz binler olarak Gazze'deki, Filistin'deki İsrail soykırımına karşı bir araya geldik. "Dün Ayasofya, bugün Emevî, yarın Aksa" olacak inşallah.