Mısır’ın başkenti Kahire’deki Yemen Büyükelçiliği geçen hafta sonu üst düzey bir yetkilinin öldürüldüğünü açıkladı.
Yemen Savunma Bakanlığı Askerî Sanayi Dairesi Başkanı Tümgeneral Hasan Ferhan Celal El-Ubeydi Kahire’deki dairesinde vahşi bir şekilde katledilmişti.
Yemen medyası, El-Ubeydi’nin elleri bağlı ve vücudunun birçok yerinden bıçaklanmış hâlde bulunduğunu yazdı.
Cinayetin medyaya yansımasından kısa süre sonra Mısır İçişleri Bakanlığı katillerin yakalandığını ve olayın hırsızlık girişiminden kaynaklandığını öne sürdü.
Ancak bu açıklama inandırıcı bulunmadı.
Çünkü Mısır’ın gerçeği gizlemek için asılsız hikâyeler öne sürme konusunda kötü bir şöhreti var.
İtalyan doktora öğrencisi Giulio Regeni’nin 2016’da Mısır’da öldürülmesi olayının ardından cinayetin gasp ve hırsızlık gibi suçlar işleyen bir şebeke tarafından gerçekleştirildiği ileri sürülmüş ve hatta şebeke üyesi oldukları iddia edilen beş kişi güvenlik güçleri tarafından öldürülmüştü.
Fakat Regeni’nin ailesi ve İtalya bu hikâyeye inanmadı.
Mısır gizli servisi ve polis teşkilatından üst düzey dört yetkilinin gıyaben yargılandıkları dava geçtiğimiz günlerde Roma’da başladı.
Makine mühendisi El-Ubeydi, Yemen ordusuna Celal-1, Celal-2 ve Celal-3 zırhlılarını kazandırmıştı.
Aynı zamanda Marib vilayeti kökenli bir kabile lideri olan Yemenli tümgeneral, 1 Ekim 2023’te “Tashih, Adalet, Barış ve Kalkınma İçin Millî Kurtuluş Hareketi” adıyla bir siyasi hareketin kuruluşunu ilan etmişti ve cumhuriyetçilerin, kraliyet yanlılarını yendiği 26 Eylül Devrimi’nin kazanımlarını korumak için kapsamlı bir reform çağrısında bulunan söz konusu hareketin başkanlığını yapıyordu.
Türkiye’ye üç günlük bir ziyaret gerçekleştirdikten sonra Kahire’ye dönmüştü.
Konuştuğum Yemenli kaynaklar, El-Ubeydi’nin Yemen ordusu için insansız hava araçları geliştirmeyi planladığına ve Türkiye dönüşü katledilmesinin bu çabasıyla bağlantılı olabileceğine dikkati çekti.
El-Ubeydi, Türkiye ziyareti sırasında TRT’nin Arapça yayın yapan kanalında konuk edilmiş ve geliştirdiği zırhlı araçlar hakkında bilgi vermiş, buluşlarına Türkiye’de patent almak istediğini söylemişti.
Yemenli tümgenerale düzenlenen suikast akla ilk olarak Husileri getirse de örgütün Kahire’de böyle bir operasyona imza atma ihtimali oldukça düşük.
Şüphe okları daha çok İran ya da Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) gösteriyor.
Her iki ülkenin istihbarat teşkilatlarının Mısır’da yerel iş birlikçilerle birlikte böyle bir suikastı gerçekleştirme imkânları var.
El-Ubeyde gibi vatansever bir komutanın tasfiyesi hem Tahran’ın hem de Abu Dhabi’nin Yemen üzerindeki emelleriyle uyuşuyor.
Suikastın arkasında iki ülke dışında Yemenli tümgeneralin Türkiye’yle ilişki kurma girişiminden rahatsızlık duyan ve Türkiye’yi ne pahasına olursa olsun Yemen’den uzak tutmak isteyen üçüncü bir ülkenin olma ihtimali de tümüyle yok sayılmamalı.
Ancak El-Ubeydi’nin gerçek katillerini büyük ihtimalle hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz ve dosya böylece kapatılacak.
Kahire’deki Yemen Büyükelçiliği, Mısır İçişleri Bakanlığı’nın açıklamalarını çoktan doğru kabul etti.
Çünkü El-Ubeydi suikastı dosyasının arkasında -Regeni davasında olduğu gibi- gerçeğin peşine ısrarla düşecek güçlü bir devlet yok.