Yemen’deki krize siyasi çözüm için Birleşmiş Milletler öncülüğünde Kuveyt’te yapılan müzakereler tıkanmış durumda.

Müzakerelere üç ayrı heyet katılıyor.

Cumhurbaşkanı Abdurabbi Mansur Hadi’yi ve meşru hükümeti temsil eden heyet, devrik lider Ali Abdullah Salih taraftarlarını temsil eden heyet ve Husileri temsil eden heyet.

Tıkanıklığın nedeni devrik lider Ali Abdullah Salih taraftarlarının ve Husilerin başkent Sana’yı işgalle ve darbeyle elde ettikleri kazanımlardan taviz vermeye yanaşmamaları.

Darbeciler, başkent başta olmak üzere işgal ettikleri bölgelerden çekilmek ve ordudan çaldıkları ağır silahları yeniden orduya teslim etmek istemiyor.

Daha da önemlisi, Cenevre’deki Suriye müzakereleri gibi Kuveyt’teki Yemen müzakerelerinin de gerçek gündeminin çözüm olmaması.

Kuveyt’teki müzakerelerin görünürdeki amacı Ali Abdullah Salih yanlılarının ve Husilerin işgal ettikleri şehirlerden çekilmesini ve silahlarını teslim etmesini öngören Birleşmiş Milletler’in 2216 sayılı kararının uygulanmasını sağlamak.

Gerçek gündemi ise Husileri yönetime ortak etmek.

Suriyeli muhaliflere devrimi anlamsızlaştıracak şekilde Suriye rejiminin dahil olduğu bir çözümü dayatan “uluslararası toplum”, Yemen’de de İran yanlısı Husileri koruyup kolluyor.

Kuveyt’te bir ay önce başlatılan ve ilk başladığı günden bu yana kayda değer hiçbir ilerleme sağlanamayan müzakerelerin birinci amacı, Suudi Arabistan öncülüğünde Körfez ülkelerinin Yemen’e düzenlediği askeri müdahaleyi ve hava saldırılarını sona erdirmekti.

Bu amaca ulaşıldı.

Kuveyt’te oynanan tiyatronun ikinci amacı başkenti işgal eden ve devlet kurumlarını yağmalayan darbecilere, yani Ali Abdullah Salih yandaşlarına ve Husilere bir şekilde meşruiyet kazandırmak.

Husilerin en büyük destekçilerinden biri Avrupa Birliği Yemen Delegasyonu Başkanı Bettina Muscheidt.

Kuveyt’te Husilerin heyetiyle görüşen Muscheidt’e Yemenlilerden büyük tepki var.

Örneğin, Yemen Cumhurbaşkanı Hadi’nin eski basın sekreteri Muhtar El Rahbi, “Cenevre’deki müzakereler sırasında Muscheidt ile görüştüm. Husilerin manevi annesi gibiydi ve onları acayip bir şekilde savunuyordu” diyor.

Alman Büyükelçi Bettina Muscheidt’in Husiler ve Avrupalı diplomatlar arasında görüşmeler ayarladığını söylüyor.

Muscheidt’in Husilere, Kuveyt’teki müzakerelere katılmaları halinde Batı’nın Körfez koalisyonuna baskı uygulayacağına dair söz verdiği ifade ediliyor.

Avrupa Birliği Yemen Delegasyonu Başkanı’nın bu tavrında şaşılacak bir şey yok.

Muscheidt’in Husilere desteği , Batı’nın İran’la yakınlaşma ve azınlıkları desteleme politikalarıyla bire bir örtüşüyor.

Mısır cuntası lideri Abdülfettah El Sisi’nin ayakları altına kırmızı halılar seren Avrupa Birliği’nin halk iradesine karşı darbeye desteği ilk değil.

Yemen’de çözümün tek bir yolu var:

Askeri operasyonların Ali Abdullah Salih taraftarları ve Husiler yenilip başkent Sana dahil işgal ettikleri bölgelerden çekilene kadar devam etmesi.

Fakat bu seçeneğin önünde iki büyük engel bulunuyor:

Birincisi, uluslararası toplumun ve Batı’nın Husileri destekleyen tavrı.

İkincisi, Körfez koalisyonu içindeki ihtilaflar.

Kuveyt’teki müzakereler çıkmaza girerken Güney Yemen’deki ayrılıkçıların yeniden bölünme yönündeki gayretleri de hız kesmeden devam ediyor.

Aden’den yüzlerce Kuzeyli işçinin kovulması bunun en güzel örneği.

Körfez ülkelerinden Birleşik Arap Emirlikleri de Güney Yemen’in Yemen’den ayrılıp bağımsızlığını ilan etmesi fikrini destekliyor.