Gördüğüne mahkum olan modern zaman insanının, göremediğini gördüğünü varsayıp herkese göstermeye çalışmak gibi bir hastalığı var. Gördüğünü, görmekten ibaret saymak kadar zayıf bir hal…

Görünenin hiçbir zaman göründüğü gibi olmadığı hakikatini de düşününce, gösterme merakını anlamlandırmak kolay oluyor fekat acı sonuçlarını gizleyemiyoruz. Görmenin açtığı yaraları kapayamıyoruz.

Ey yaratılmışların en kötü göreni insanoğlu; görüşünü iyileştirecek kalbini bir organdan ibaret saydıkça, seni diğer yaratıklardan ayıran îzandan fersah fersah uzak kalıyorsun. Kendine uzaklaşıyorsun. Kendine tuzaklaşıyorsun.

Teknolojinin de etkisiyle kolaylaşan ‘görüntüye ulaşma’ meselesi, ciddi bir mesuliyet olarak önümüzde duruyor. Sosyal medya sayesinde ulaşmak ve ulaştırmak öylesine kolaylaştı ki, kaynağı belirsiz ya da çok kaynaklı enfomasyona maruz kalıyoruz.

Manipülasyonun en taze yöntemi bu olsa gerek. Ya da manipülasyon aklının yöntemlerinin en kullanışlısı bu.

Eskiden, medya mensubu ‘gösteren’ idi. Artık sosyal medya sayesinde hepimiz birer medya mensubuyuz ve göstermenin mesuliyeti hepimizin omuzlarında. Kimse bu sorumluluktan kaçamaz. Dahası, sorumsuzluk yapanların, menfi sonuçların başlıca sorumlusu olduğunu bilmek de işten değil.

Sadece bilgiye değil, sorumsuzluğa ulaşmak da kolaylaştı. Sorumsuzu bilmek de…

Son olarak İstanbul’daki terör saldırılarında bu çetrefilli gibi görünen gayet basit manzaraya şahit olduk. Avrupa’daki terör saldırılarında neredeyse hiç olay yeri görüntüsü görmez, ölenlerin cesetlerine dair fikrimiz olmazken, ülkemizde ilk paylaştığımız şey -acımızdan önce- görüntüler oluyor. Üstelik bunu yapanlar arasında kerli ferli medya mensupları var.

Terörist seçen, PKK’nın katliamlarına terör diyemeyen karanlık aydın sınıfı başta olmak üzere sosyal medyada da ‘oh olsun’un görüntülü hali manasına gelen fotoğraf ve videoları paylaşanlar, tam da izah etmeye çalıştığım ‘kolay sorumsuzluk’u hayata geçiriyorlar.

Paylaşmayın!

Göstermek zorunda değilsiniz! Zaten sizin değil paylaştığınız şey. Sahiplenip paylaşmak, sorumluluğu sahipsizleştiriyor.

Hassasiyet kasmanın tek yolu görüntü paylaşmak değil. Gösterdiğiniz şey, gösteremediğiniz hassasiyetinizi öldürüyor. İşin kötü yanı, sadece sizin değil, kitlenin de hassasiyetine toptan dinamit bırakmış oluyorsunuz.

İnsan, sahip olduğu şeyden uzaklaşan bir yaratık.

Bunu insanlığa yapmayın.

Bizi hassasiyetten ve sorumluluktan uzaklaştırmayın.

Yaptığınız şeyin adı pornografi. İnsanı, özel alandan uzaklaştıran yakınlık yani. Aşırı yakınlık ve detay yani. Kan, ceset, parçalanmışlık yani.

Bunun mesuliyetini ne siz, ne biz omuzlayabiliriz.

Başka bir şey yapın!