Cumhurbaşkanlığı seçimi için sandık başına giden Tunus’ta ilk turdan sürpriz çıktı ve resmi olmayan sonuçlara göre anayasa profesörü Kays Said en çok oy alan aday oldu.

Çok sayıda adayın yarıştığı seçimde ikinci sırayı ise vergi yolsuzluğu ve kara para aklamakla suçlanan tutuklu medya patronu ve Tunus’un Kalbi Partisi Genel Başkanı Nebil el-Karvi aldı.

En-Nahda Hareketi’nin adayı Abdülfettah Moro ancak üçüncü olabildi.

Açıklanan rakamlar her halükarda “siyasi deprem” anlamına geliyor.

Çünkü sandıktan birinci çıkan Kays Said, herhangi bir siyasi partinin üyesi değil.

Arkasında holding ya da medya desteği yoktu.

Gönüllü taraftarlarının ve öğrencilerinin yardımıyla gayet basit yöntemlerle ve doğrudan halkın arasına karışarak propagandasını yürüttü.

O kadar adayın arasından sıyrılıp birinci sıraya yükselmesi halkın kendisini ne kadar çok sevdiğinin göstergesi.

Kays Said’in ilginç bir kişiliği var.

Çok fazla gülmeyen, ciddi ve mütevazı bir görüntü veren akademisyen, seçimi kazanması halinde devlet memuru gibi sabah evinden çıkıp makamına gideceğini ve akşam evine döneceğini, cumhurbaşkanlığı sarayını kullanmayacağını söylüyor.

Konuşmalarını ve açıklamalarını Fransızca veya Tunus lehçesi yerine fasih Arapça’yla yapıyor.

Fransa’nın Tunus’tan elini çekmesini istiyor.

Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde ilk yurt dışı gezisini komşu Cezayir’e yapacağını açıkladı.

Seçim kampanyasında Arap Baharı devrimlerini hatırlatan “eş-şa’bu yurîd” (Halk istiyor) sloganını kullandı ve devrim sürecinin henüz tamamlanmadığını savundu.

İsrail hakkındaki düşüncesini ise şu cümlelerle ifade ediyor:

“Biz, Filistin halkını göçe zorlayan ve Arap topraklarını gasp eden Siyonist işgal rejimiyle savaş halindeyiz. Siyonist işgal rejimiyle ilişkileri normalleştirmek vatana ihanettir. Düşmanla işbirliği yapan haindir ve yargılanması gerekir. Hainler bugün yargılanmazlarsa bile yarın onları halk hesaba çekecek.”

Kays Said’in seçimin ilk turunda sandıktan birinci sırada çıkması Tunus’un jakoben laiklerinin eteklerini tutuşturdu.

“Camiye girerken görülen” anayasa profesörünü “gericilik” ile itham etmeye ve seçim sonuçlarının “felaket” olduğunu söylemeye, halkı cahillikle suçlamaya başladılar.

Kazanmasını arzu ettikleri aday eski Savunma Bakanı Abdulkerim ez-Zubeydi idi.

Aynı zamanda Birleşik Arap Emirlikleri gibi Arap Baharı karşıtı ülkelerin adayı da olan ez-Zubeydi Moro’nun ardından ancak dördüncü olabildi.

Tunus’ta henüz kesin sonuçlar açıklanmış değil.

Sıralama değişmezse, ikinci sıradaki tutuklu adayın bir sonraki tura girmesine hukuken izin verilip verilmeyeceği bilinmiyor.

Nebil el-Karvi seçimin ikinci turuna giremezse üçüncü sıradaki en-Nahda’nın adayı Abdulfettah Moro yarışı sürdürecek.

Kays Said’in ilk turda birinci olması ikinci turu da kazanacağı anlamına gelmiyor.

İlk turda seçime katılım ülke içinde yüzde 45 civarındaydı.

Kaybeden adaylara oy verenlerin ve ilk turda oy kullanmayanların ikinci turda sandığa gidip gitmemesi ve iki adaydan hangisine oy verecekleri sonucu belirleyecek.

Fakat her halükarda Kays Said’in Tunus siyasetine karizmatik bir figür olarak adım attığını söyleyebiliriz.