Sokak hayvanları meselesi, toplumda maalesef sağlıklı bir şekilde tartışılmakta zorlanılan bir konu hâline gelmiştir.

Görünüşe bakılırsa amaç bir yerde buluşmak ve ortak bir çözüm bulmak değil, aksine karşı tarafa zarar vermek gibi bir algı hâkim.

Herkes, kendi bakış açısından rakiplerine saldırıyor ve ne kadar çok zarar verirlerse o kadar haklı olduklarına inanıyor gibi görünüyor.

Bu zihniyetle üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek kaçınılmaz hâle geliyor.

Asıl olan, sokak hayvanları sorununu çözmek ve bu masum canlıları korumak olmalı.

Ancak bazı kesimler, bu konudaki hassasiyeti sömürerek ve kutuplaştırıcı söylemler kullanarak gerginliği artırıyor.

Örneğin, bir haber spikerinin ekranlardan tehditler savurması son derece üzücü ve kabul edilemez bir durumdur.

Bu tür tepkiler, sorunun çözümü yerine daha da derinleşmesine yol açmaktadır.

Her can, her nefes korunmaya değer.

Sokak hayvanları da bu kapsamda değerlendirilmeli ve onların da yaşam hakları gözetilmelidir.

Ancak sokaklarda insanlara zarar verme riski asla göz ardı edilemez.

Bu konuda önlem almak neden bazı kişileri rahatsız ediyor?

Bir ünlünün, "Siz hayvanlara bir şey yapmadıkça hayvanlar da size bir şey yapmaz." şeklindeki sözleri ise son derece sorumsuzca ve gerçeklerden uzak bir genellemedir.

Yedi yaşındaki bir çocuk veya 60'larındaki bir teyze, sokakta yatan köpeğe ne yapabilir?

Bu ünlü, bu tür savunmasız insanların maruz kalabileceği tehlikeleri hiç mi düşünmüyor?

Tabii, kendileri o sokaklarla işi olmadığı için bulunduğu yerden konuşmak kolay.

Hayvanları gerçekten sevdiklerini ve önemsediklerini iddia eden kişiler, madem bu konuda bu kadar duyarlılar, o zaman samimiyetlerini ispatlamak için birer ikişer sokak hayvanı sahiplensinler.

Yoksa sadece boş laf üretmekten başka bir şey yapmasınlar.

Sorunun kökenine inmek yerine, yüzeysel ve duygusal tepkiler vermek, meseleyi daha da içinden çıkılmaz hâle getiriyor.

Toplum olarak sağduyuyu elden bırakmadan, ortak akıl ve çözüm yolları aramalıyız.

Sokak hayvanları meselesinde, insan ve hayvan hakları dengesi gözetilerek hareket edilmeli.

Yasal düzenlemelerle hem insanların güvenliği sağlanmalı hem de hayvanların yaşam hakkı korunmalıdır.

Kapsamlı bir çözüm için devletin, sivil toplum kuruluşlarının ve bireylerin iş birliği içinde çalışması elzemdir.

Sorunun sadece hayvanseverlerin ya da karşıtlarının meselesi olmadığını, toplumsal bir sorun olduğunu kabul etmeliyiz.

Sağlıklı bir tartışma ortamı ve ortak bir çözüm için herkesin yapıcı ve saygılı bir şekilde iletişim kurması gerekmektedir.

Bu şekilde, sokak hayvanları sorununu da diğer toplumsal meseleleri de daha etkili ve kalıcı bir şekilde çözebiliriz.